Dolandırıcılık Suçu & Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 157 & 158)

  1. Topo Hukuk
  2. Ceza Hukuku
  3. Dolandırıcılık Suçu & Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 157 & 158)
Dolandırıcılık ve Nitelikli Dolandırıcılık Suçu TCK 157 158

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında, madde 157 ve devamında yer alan bir suç tipidir. TCK m.157’ye göre, bir kimseyi hileli davranışlarla aldatıp onun ya da başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına yarar sağlayan kişi hakkında cezaya hükmolunacaktır. Dolandırıcılık suçunda korunmak istenen hukuksal yarar malvarlığıdır.

TCK 157 – Dolandırıcılık Suçunun Maddi Unsurları

Dolandırıcılık suçunun faili herkes olabilir. Fakat bir kamu görevlisinin görevinin sağlamış olduğu güveni kötüye kullanarak menfaat sağlaması gerektiğine karşı tarafı inandırıp haksız bir menfaat elde etmesi durumunda ikna suretiyle irtikap suçu ( TCK m.250/2) oluşacaktır. 

Dolandırıcılık suçunda fail ise münhasıran malvarlığı zarara uğrayan kişidir. Bu suçun oluşması için kendisine karşı hileli davranışlarda bulunulan ile bunun sonucunda malvarlığı zarara uğrayanın aynı kişi olmasına gerek yoktur. 

Suçun maddi konusunu taşınır ve taşınmaz mallar oluşturabileceği gibi alacak hakkı da suçun maddi konusu arasında yer almaktadır.

TCK m.157’de yer alan dolandırıcılık suçunun maddi unsurlarından hareket, netice ve bunlar arasında bir ilişki bulunması hususunu açıklamak gerekir. Buna göre, failin hileli bir davranışta bulunmuş olması, bu davranış sonucunda mağdurun aldatılmış olması, mağdurun ya da bir üçüncü kişinin zararına olarak failin kendisine veya bir üçüncü kişiye yarar sağlamış olmasıdır. Dolayısıyla bu suç, birden fazla hareketli bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Dolandırıcılık suçunun manevi unsurunu genel kast oluşturmaktadır. Failin kastı, hem hileli davranışa hem bunun sonucunda mağdurun hataya düşürülmesine hem de haksız yarar sağlamaya yönelik olması gerekmektedir. Söz konusu hareket sonucunda failin aslında zarar vermek istediği kişi dışında bir başkasının zarara uğramış olması kastı ortadan kaldırmayacaktır. Bu suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür, bu durumda faile verilecek olan ceza indirilir.

Dolandırıcılık suçu, bir başkasının zararına olarak haksız yararın elde edilmesiyle tamamlanır. Dolayısıyla bu suç, bir netice suçudur. Hileli davranışlara başvurulmuş olmasına karşın failin engel bir neden yüzünden yarar elde edilememiş ya da hileli davranışlar herhangi bir engel nedeniyle tamamlanamamışsa bu suçun teşebbüs aşamasında kaldığından söz etmek mümkündür.  Dolandırıcılık suçunun tipik hareketlerini tamamen ya da kısmen gerçekleştiren kişiler bu suçun müşterek faili olarak kabul edileceklerdir. Bu suça yardım etme biçiminde de iştirakte bulunmak söz konusu olabilir.

Dolandırıcılık Suçunun Şartları Nelerdir?

Serbest hareketli bir suç olan dolandırıcılık suçunun işlenmiş sayılabilmesi için gerekli temel birkaç şartı bulunmaktadır. Dolandırıcılık suçunun şartlarını şu şekilde saymak mümkündür:

Dolandırıcılık suçunun şartlarından ilki TCK 157 uyarınca hile olarak belirlenmiştir. Fail bu hileyi icrai bir davranışla gerçekleştirebilir. Fakat mağdurun içine düştüğü bir hatadan ya da sahip olduğu yanlış bilgiden yararlanarak ihmali davranışla gerçekleştirmesi de mümkündür. Fakat ihmali davranışla hile ancak failin mağduru doğru bilgilendirme yükümlülüğü bulunması halinde söz konusu olacaktır.

Failin dolandırıcılık suçunu oluşturan maddi unsurların hepsini bilmesi yani bu suçu işlemekte kastının bulunması gerekir. Dolayısıyla failin işlediği fiilin hile oluşturduğunu biliyor olması aranacaktır.

Failin bu hileli davranışı bir başkasını aldatmaya elverişli ve yeterli olmalıdır. Bir başkasını aldatma yeteneğinden yoksun hileli davranışlar suçun oluşması için yeterli değildir.

Fail hileli davranışı ile mağdurun malvarlığında doğan zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun bilincinde olmalıdır.

Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?

Dolandırıcılık suçunun TCK’ ya göre cezalandırılma şekli üç farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır: Suçun temel halinin işlenmesinden dolayı cezalandırma, suçun nitelikli halinin işlenmesinden dolayı cezalandırma ve suçun daha az cezayı gerektiren hallerinin varlığı. TCK m.157’de yer alan dolandırıcılık suçunun basit halinin işlenmesi durumunda fail, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasının yanı sıra beş bin güne kadar adli para cezasına da çarptırılacaktır. TCK m.158’te ise nitelikli dolandırıcılık suçuna yer verilmiştir. Söz konusu maddede yer alan suçun işlenmesi halinde ise fail hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır. Fakat bu maddede yer alan ayrı bir düzenlemeye göre (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde yer alan suçlardan birinin işlenmesi halinde faile verilecek olan hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan az olamayacağı gibi verilecek olan adli para cezası suçtan elde edilmiş olan menfaatin iki katından az olamayacaktır.

TCK m.159’da ise dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli haline yer verilmiştir. Bu maddeye göre, dolandırıcılık suçunun hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil etmek amacıyla işlenmesi halinde mağdurun şikayeti üzerine fail hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunacaktır. Bu maddeyle görüyoruz ki suçun bu sebeple işlenmesi durumunda, suçun takibi şikayete bağlı hale gelecektir. Ancak dolandırıcılık suçunun temel ve nitelikli halleri açısından böyle bir durum mevcut değildir. Aynı zamanda dolandırıcılık suçunun hukuki bir alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza seçimliktir; diğer durumlarda ise hem adli para cezasına hem de hapis cezasına hükmedilecektir.

Nitelikli Dolandırıcılık Nedir ?

Nitelikli dolandırıcılık TCK 158’de belirtilen hallerde dolandırıcılık suçunun temel unsurları yanına özel bir unsurun daha eklenmesiyle işlenmiş olması halinde söz konusu olur. TCK 158 dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini tek tek sayarak failin cezasında artırıma gidilecek halleri düzenlemiştir. Buna göre dolandırıcılığın dini duyguları, bilişim sistemlerini, basın yayın araçlarını ve maddede sayılan diğer hususları araç olarak kullanarak işlenmesi halinde nitelikli dolandırıcılık kavramı karşımıza çıkmaktadır. 

Nitelikli dolandırıcılık suçunun işlenmesi, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren bir haldir ve ağır ceza mahkemesinde yargılanır. Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK m.158/1 ’de on bir bent halinde yer almaktadır. Bu bentlerde belirtilmiş olan suçlardan birinin varlığı halinde fail hakkında nitelikli dolandırıcılıktan ötürü cezaya hükmolunacaktır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları Nelerdir?

TCK m.158/1’e göre belirtilen ilk nitelikli hal suçun dini inanç ve duyguların istismar edilmesiyle suretiyle işlenmesidir. Bu suçun maddi unsurunu karşı tarafın dini inanç ve duygularının istismar edilmesi oluşturmaktadır. Örneğin, muskacılık ve üfürükçülük faaliyetleri neticesinde mağdurdan yarar sağlanması halinde bu suç oluşacaktır. 

Dolandırıcılık suçunun kişinin içinde bulunmuş olduğu tehlikeli durum ya da zor şartlardan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde de TCK 158 f.1/b bendinde belirtilen nitelikli dolandırıcılık söz konusu olacaktır. Bu halin uygulanabilmesi için mağdurun, zor veya tehlikeli bir durum içerisinde olması gerekir.

Dolandırıcılık suçunun kişinin algılama yeteneğinin zayıf oluşundan yararlanmak suretiyle veya kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olacak biçimde işlenmesi de mümkündür.

TCK 158/1’de yer alan bir nitelikli hal de bu suçun kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasal parti, vakıf ya da dernek tüzel kişilerinin araç olarak kullanılmasıyla işlenmesi de mümkündür. Bu suçun bilişim sistemlerinin, banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanılması haliyle işlenmesi TCK 158’de düzenlenen nitelikli haller arasındadır. 

Dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağlamış olduğu kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde de cezanın ağırlaştırılması gerekecektir. Bu suçun maddi unsurunu basın ve yayın araçlarının suçun işlenmesi için kullanılmış olması oluşturacaktır.

TCK 158 – Dolandırıcılığın Nitelikli Halleri

TCK m.158’de yer alan diğer nitelikli halleri ise şu şekilde sıralamamız mümkündür: Dolandırıcılık suçunun tacir ya da şirket yöneticisi olan veya şirket adına hareket etmekte olan kişilerin ticari faaliyetleri esnasında; kooperatif yöneticilerinin ise kooperatifin faaliyeti esnasında işlemesi, suçun serbest meslek sahibi olan kişilerin kendilerine duyulan güvenden faydalanmak suretiyle işlenmesi. En son belirtmiş olduğumuz nitelikli halin uygulama alanı bulabilmesi için suçun, mesleğin yapıldığı esnada işlenmiş olması gerekmektedir. Bununla beraber meslekten dolayı kendilerine duyulan güvenin de kötüye kullanılmış olması suçun unsurları arasında yer almaktadır. Dolandırıcılık suçunun sigorta bedeli almak amacıyla ya da kamu görevlileriyle bir ilişkisi olduğu veya onlar nezdinde hatırı sayılır olduğundan bahisle ve belli bir işin görüleceğine dair vaatte bulunularak menfaat temin edilerek işlenmesi de mümkündür. 

Tüm belirtmiş olduğumuz suçların manevi unsurunu genel kast oluşturmakta olup olası kastla da işlenmeleri mümkündür.

Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

TCK 158/1-a bendi uyarınca dolandırıcılık suçu işlenirken dini inançlar ile duyguların istismar edilmesi suçun basit haline oranla daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli haldir. Bu nitelikli hal oluşmuştur diyebilmemiz için dinin dolandırıcılık eyleminde aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir. Bununla birlikte dini inanç ve duygular kötüye kullanılarak hileyle haksız bir menfaatin elde edilmesi de gerekmektedir.

Dinin istismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılıkta din veya mezhebin hangisi olduğu önemsizdir. Bu anlamda Kanun bir sınırlamaya gitmemiştir. Örneğin ülkemizde sıklıkla karşılaşılan bir nitelikli dolandırıcılık üfürükçülüktür. Bu dolandırıcılıkta kişiler bir sıkıntısını açmakta ve üfürükçü bu sıkıntıyı gidereceğini belirterek kendisine yarar sağlamaktadır. Burada aslında dinin istismar edilmesi mevcuttur.

Kişinin Algılama Yeteneğini Kullanarak Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Kişinin algılama yeteneğinin zayıf oluşundan faydalanmak suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenebileceğine, bu suçun TCK 158’de düzenlenen nitelikli hallerini belirtirken değinmiştik. Burada belirtilmiş olan nitelikli halin gerçekleşebilmesi için karşı tarafın yaş küçüklüğü, akıl zayıflığı, aşırı yaşlılığı ya da sarhoşluğu gibi nedenlerle algılama yeteneğinin zayıflamış olması gerekmektedir. Karşı tarafın fail bakımından bu duruma düşürülmüş olmasına gerek olmadığı gibi karşı tarafın bu duruma düşmede kusuru olup olmaması da önem arz etmeyecektir.

Eğer mağdura alkol ya da uyuşturucu vermek suretiyle kendisini bilmeyecek hale getirme söz konusu ise yani algılama yeteneği tamamen ortadan kaldırılmışsa dolandırıcılık (TCK 158) değil; yağma suçu (TCK m.148/3) oluşacaktır. Aynı zamanda nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşması için karşı tarafından algılama yeteneği zayıflamış olması gerekmektedir. Eğer mağdur, fail tarafından başvurulmuş olan hileli davranışı algılama ve anlayabilme yeteneğine sahip değilse bu kişilerin aldatılması da mümkün olmayabilir. Dolayısıyla dolandırıcılık suçu yerine hırsızlık suçunun oluşmadı da mümkün olabilir.

Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

İnternet dolandırıcılığı olarak da bilinen nitelikli haldir. Ancak bilişim sistemleri kavramı kullanılması sebebiyle internet dolandırıcılığı bu nitelikli hali tam anlamıyla yansıtmamaktadır. TCK 243.madde gerekçesinde bilişim sistemi kavramını verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma imkanını veren manyetik sistemler olarak tanımlamıştır. Fail bu sistemler aracılığıyla hileli davranışını gerçekleştirecek ve mağduru böylece aldatarak bir yarar elde edecektir. Yani bu nitelikli halin uygulanabilmesi için hileli davranış mağdura yönelmeli ve bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilmelidir. Konuya ilişkin nitelikli dolandırıcılık Yargıtay kararları da bilişim sistemlerinin aldatılmasından söz edilemeyeceği için ancak bunların araç olarak kullanılmasıyla uygulanacağını belirtir. Sisteme girilerek bir insanın aldatılması yoluyla menfaat sağlanmamışsa, direkt olarak sistemden yararlanıp menfaat elde edilmişse dolandırıcılık değil bilişim suçu oluşacaktır. Bu suç internet suçları olarak da anılır.

Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi failin, suçun basit haline oranla daha ağır cezalandırılmasını gerektirir. TCK 158 düzenlemesinde adı geçen kamu kurum ve kuruluşları görevi kamu hizmeti görmek olan yasama yürütme yargı görevlerini yürüten bütün kamu kurumlarını kapsamaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçu oluşmuştur diyebilmemiz için hileli davranışın yöneticiler üzerinde gerçekleşmesi gerekir. Hileli davranışın yöneleceği yönetici kurumun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini haiz olmalıdır. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için hileli davranışın neticesinde zarar gören de kamu kurum ve kuruluşu olmalıdır.

TCK 158’de belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmiştir diyebilmemiz için kurumların araç olarak kullanılmasıyla hileli davranışlar neticesinde yarar sağlanması gerekir. Araç olarak kullanmaktan anlaşılması gereken ise maddede belirtilen kurumların maddi varlıklarının kullanılmasıdır. Bu anlamda nitelikli dolandırıcılık suçu Yargıtay kararları da göstermiştir ki kamu kurumu niteliğinde olmayan kurumun araç olarak kullanılması halinde bu hal uygulanmaz. Basit dolandırıcılık söz konusu olur.

Banka Kurumunu Kullanarak Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık suçunun işlenmesinde banka kurumunun kullanılması suçun nitelikli hali oluşturacağından TCK 158 uyarınca fail hakkında hükmolunacak ceza ağırlaştırılacaktır. Suçta, banka kurumlarının kullanılması suçun işlenmesi açısından faile kolaylık sağlayacağından dolayı TCK 158/1-f bendinde nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. 

Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanılış olduğundan söz edebilmemiz için, dolandırıcılık eylemi gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması ve üçüncü kişilerin zararına olarak haksız bir çıkar elde edilmesi gerekmektedir. Söz konusu bendin uygulama alanı bulabilmesi için bu suç ile gerçek bir kişinin aldatılmış olması gerekmektedir.

Banka veya kredi kurumu faizle para alınıp verilebilen, kasasında para vb. eşya saklayan, kambiyo, kredi gibi finansal ve ekonomik etkinliklerin gerçekleştirildiği kurumdur. Banka dolandırıcılığında bu kurumların araç olarak kullanılması için de hileli davranışın bankanın maddi varlıkları kullanılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bankanın maddi varlıklarına örnek olarak kredi kartı, teminat mektubu, hesap cüzdanı verilebilir. Ancak burada suçtan zarar gören banka değil gerçek kişi olan mağdur olmalıdır.

Kredi Açılmasını Sağlamak Amacıyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Bir diğer banka dolandırıcılığı türü ise kredi açılmasını sağlamak amacıyla işlenen dolandırıcılık suçudur. Bu nitelikli halin uygulanması için zarar görenin borç para verme yetkisini haiz bir kurum olması gerekir. Fail kredi açılmasını sağlama amacı güderek böyle bir kurumun kredi vermeye yetkili kişisini hileli davranışlarla aldatacaktır. Nitelikli halin uygulanması bağlamında gerekli bir diğer husus ise aldatıcı davranış neticesinde kredinin açılması yani failin amacına ulaşmasıdır.

  1. Nitelikli dolandırıcılık suçu Yargıtay kararları uyarınca kredi kurumuna gerçeği yansıtmayan vergi levhaları, TTSG örneği ibraz etmek bu suçu oluşturacaktır. Sahte bir sanayi odası sicil kayıt sureti sunulması da dolandırıcılık suçunun bu nitelikli halini oluşturacaktır. Ayrıca kredi kartı dolandırıcılığı hakkında bilgi almak için “Kredi Kartı Dolandırıcılığı Cezası & Mağdur Rehberi” makalemizi okumanızı öneririz.

Kamu Görevlisi, Banka, Sigorta veya Kredi Kurumları ile İrtibatı Olduğunu Söyleyerek Dolandırıcılık Suçu

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin gerçekte anılan kurum ve kuruluşların çalışanı olmaması veya irtibatı bulunmaması gerekir. Fakat fail hileli davranışlarla mağdurda ya bu kurumların çalışanı, irtibatı var izlenimi bırakacak ya da direkt olarak mağdura kendini böyle tanıtacaktır. Bu nitelikli halin TCK 158/2’den farkı fail bu nitelikli halde mağdura bir işinin gördürüleceği vaadinde bulunmamaktadır. Aksine, kendisini çalışan ya da irtibata sahip biri gibi tanıtarak mağdurun bir işini kendisi göreceği vaadinde bulunmaktadır.

Banka Dolandırıcılığı Cezası Nedir?

Banka dolandırıcılığı cezası TCK 158 kapsamında belirlenmiştir. TCK 158’e göre nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen fail hakkında üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır. 

Ancak dolandırıcılık suçu:

  1. Banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle 
  2. Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama amacıyla
  3. Kişinin kendisini banka ve kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması ya da bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmiş ise banka dolandırmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır. TCK 158 birinci fıkranın son cümlesine göre bu hallerde verilecek cezanın alt sınırı 4 yıldır. Bununla birlikte verilecek adli para cezasının miktarı da suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacaktır. 

Sigorta Bedelini Almak Amacıyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Bu nitelikli dolandırıcılık suçu TCK 158/1-k bendinde düzenlenmiş olup sigorta edenin dolandırılmasına ilişkindir. Sigorta edenden kasıt sigorta bedelini ödemeye karar verme hususunda sigorta şirketinin yetkili kişisidir. Fail hileli davranışlarını sigorta bedelinin ödenmesi için yetkiliyi aldatmaya yönelik gerçekleştirecektir.

Sigorta bedelinin ödenmesi amacıyla dolandırıcılık suçunun faili sigorta akdi tarafı olmak zorunda değildir. Buna göre bir üçüncü kişinin de hileli davranışlarla bedelin ödenmesine yönelik dolandırıcılık suçu işlemesi mümkündür.

Sigorta Dolandırıcılığı Cezası

Sigorta dolandırıcılığı dolandırıcılık suçunun sigorta bedelini almak amacıyla ya da kişinin kendisini bir sigorta kurumu çalışanı olarak tanıtması veya kurumla ilişkili olduğunu söylemesi yoluyla işlenmesidir. Bu suretle işlenen sigorta dolandırıcılığı cezası dört yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Ancak TCK 158/1 son cümlesi sigorta dolandırıcılığı cezası belirlenirken verilecek adli para cezasının failin suçtan elde ettiği menfaatin iki katından az olamayacağına hükmetmiştir.  

Kamu Görevlileriyle İlişkisi Olduğundan Bahisle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

TCK 158/2’de düzenlenen bu dolandırıcılık türünde cezada ağırlaştırmaya gidilmesi hilenin türünden kaynaklanmaktadır. Kamu görevlisi, banka, sigorta veya kredi kurumları ile irtibatı olduğunu belirtmek nüfus ticareti sayılmaktadır. Fail bu halde mağduru, anılan kişiler nezdinde hatırı sayıldığından bahisle işinin gördürüleceği vaadinde bulunarak aldatmaktadır. Buna göre fail kamu görevlisi değildir ancak mağdura karşı ileri sürdüğü tanıdık kişi kamu görevlisi olmalıdır. Ayrıca mağduru aldatırken gördürüleceğini iddia ettiği işin tanıdık kamu görevlisinin görev alanına giriyor olması gerekmektedir.

Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Dolandırıcılık Suçu

Alacağı tahsil amacıyla işlenen dolandırıcılık, suçun basit haline göre daha az cezayı gerektiren bir fiildir. Bu nitelikli halin soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlı kılınmıştır. Bu suç sebebiyle soruşturma başlatılabilmesi için mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunması gerekmektedir. Bu nitelikli hal neticesinde daha az cezaya hükmolunması için şu üç şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  1. Failin mağdurdan bir alacağı mevcut olmalıdır.
  2. Failin bu alacağı bir hukuki ilişkiye dayanmalıdır.
  3. Alacağın tahsili mağdurun hileli davranışlarla aldatılması neticesinde gerçekleşmelidir. Dolayısıyla bu nitelikli hal sigorta akdinde olduğu gibi borç ilişkisinin tarafı olmayan bir üçüncü kişinin aldatması neticesinde uygulanmayacaktır. Ancak alacak sahibine uygulanabilecektir.

Nijerya Dolandırıcılığı Nedir?

Nijerya dolandırıcılığı son yıllarda sıkça karşılaşılan siber dolandırıcılık yöntemlerinden biridir. Genellikle insanlara Nijerya’daki bir yakınından miras kaldığını söyleyen bir mail yoluyla ulaştıkları için Nijerya dolandırıcılığı adını almıştır.

Gönderilen mailde Nijerya’da yaşayan ve sizinle aynı soyadı taşıyan bir yakınınızın vefat ettiğinden bahsedilir. Vefat eden kişinin Nijerya’da eşi, çocuğu veya herhangi bir yakın akrabası olmadığı dolayısıyla tek mirasçısı olarak sizin bulunduğunuz dile getirilir. Oldukça yüklü bir miras kaldığından ve bu mirası alabilmek için birtakım işlemler yapmanız gerektiğinden bahsedilir. Mirası siz almadığınız takdirde mirasın Nijerya devletine kalacağı da belirtilir. Dolandırıcılar sizi kendilerinin güvenilir olduğuna ve kalan mirasın büyüklüğüne inandırdıktan sonra kimlik bilgilerinizi, iletişim bilgilerinizi, mesleğinizi, telefon numaranızı ve pasaportunuzun fotokopisini göndermenizi isterler. Ayrıca yapılacak işlemlerin masrafı olarak 2.000 – 3.000 dolar arasında bir miktar yollamanızı talep ederler.

Büyük bir mirasa sahip olmak için mirasa nazaran küçük masrafları yapmayı göze alan insanların sayısı oldukça fazladır. Sonuç olarak insanlar bir anlık dikkatsizliğinden veya dalgınlığından faydalanılmak suretiyle dolandırılırlar. En çok karşılaşılan dolandırıcılık yöntemlerinden biri olan Nijerya dolandırıcılığı hakkında bilgi sahibi olmak ve daha dikkatli davranmak gerekmektedir. Herhangi bir sorun ile karşı karşıya iseniz internet sitemizin sol alt köşesinde yer alan Topo Hukuk Bürosu danışma formu aracılığıyla uzman avukatlarla iletişime geçebilirsiniz.

Gana Banka Dolandırıcılığı Nedir?

Gana banka dolandırıcılığı internet dolandırıcılıkları arasında en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Çoğunlukla hedef alınan kimseler iş adamlarıdır. Dolandırıcılar internet ortamında Türkiye’deki iş adamları ile iletişime geçerek kendilerini Ganalı iş adamları olarak tanıttıkları için bu suç tipi Gana banka dolandırıcılığı ismini almıştır. Kendilerini Ganalı iş adamları olarak tanıtan kimseler kullandıkları sahte kimlik ve adres bilgileri ile dolandırıcılık girişiminde bulunabilirler. Ulaştıkları kişiye kendileriyle uzun süreli ticaret ve iş birliği yapma vaadinde bulunurlar. Türk firması adına gümrüğe, ticaret odasına kayıt yaptırmak, yurt dışı banka hesabı açtırmak gibi bahaneler altında çoğunlukla 1.000 ila 3.000 dolar arasında değişen işlem ücreti talep ederler.

Sıkça karşılaşılan bir dolandırıcılık yöntemi olan Gana banka dolandırıcılığı konusunda iş adamlarının daha dikkatli davranmaları gerekmektedir. Gana banka dolandırıcılığı hakkında daha detaylı bilgi almak için internet sitemizde yer alan danışma formunu doldurarak ya da iletişim bilgileri aracılığıyla Topo Hukuk Bürosu uzman avukatları ile iletişime geçebilirsiniz.

Dolandırıcılık Suçu ve Etkin Pişmanlık Hakkında

TCK’ya göre bazı suçların varlığı halinde etkin pişmanlık hükümlerine başvurulması mümkündür. Fakat etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için bulunması gereken bazı şartlar mevcuttur. Ancak bu koşulların varlığı halinde fail etkin pişmanlıktan yararlanabilecektir.

TCK m.168’e göre dolandırıcılık suçu tamamlandıktan sonra ve ancak bu sebeple hakkında kovuşturma başlamasından önce, failin, yardım edenin ya da azmettirenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğramış olduğu zararı aynen geri verme ya da tazmin sureti ile gidermesi halinde faile verilecek olan ceza üçte ikisine kadar indirilecektir. Eğer etkin pişmanlık kovuşturma başladıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce gösterilirse, bu durumda faile verilecek olan ceza yarısına kadar indirilebilecektir. Aynı maddeye göre kısmen geri verme ya da tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama alanı bulabilmesi için aynı zamanda mağdurun rızası aranmaktadır.

Dolandırıcılık Davası Ne Kadar Sürer?

Dolandırıcılık davası ne kadar sürer sorusunun verilebilecek net bir cevabı bulunmamaktadır. Özellikle dolandırıcılık davalarında keşif, bilirkişi raporu, delillerin toplanması, tarafların ve tanıkların dinlenmesi, beyanların sunulması gibi çeşitli ispat yöntemleri kullanılması dava süresinin seyrini etkileyecektir. Basit dolandırıcılık suçları için dava süresi daha kısa olabilecekken nitelikli dolandırıcılığa ilişkin ceza yargılamaları yıllarca devam edebilmektedir. İspat yöntemlerinin kullanılmasının yanında davanın görüleceği mahkemenin iş yükünün çok olması da duruşmalar arası sürenin uzayabileceği dolayısıyla süreyi etkileyecektir. 

Dolandırıcılık Suçu Cezası, Para Cezasına Çevrilir mi?

Dolandırıcılık cezasının paraya çevrilmesi dolandırıcılık suçu dolayısıyla verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi anlamına gelmektedir. Adli para cezası Kanunda bir suç dolayısıyla hapis cezası ile birlikte, tek başına veya hapis cezasına seçenek yaptırım olarak öngörülmüş olabilir. Dolandırıcılık suçlarında adli para cezası hapis cezası ile birlikte verilmiştir. 

Bir suç dolayısıyla verilecek olan hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için kasten işlenen suçlardan dolayı hükmedilen cezanın bir yıl ve daha az hapis cezası olması gerekir. Buna göre dolandırıcılık suçunun paraya çevrilebilmesi için TCK 159’da öngörülen daha az cezayı gerektiren halin varlığı söz konusu olmalıdır. Nitekim madde hükmünde zaten adli para cezası hapis cezasına seçimlik olarak belirlenmiştir. 

Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay’ın dolandırıcılık suçuna dair pek çok kararı mevcuttur. Bunlardan bir tanesi dolandırıcılık suçunun banka ya da diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi halidir. Yargıtay’a göre, sanığın ele geçirmiş olduğu başkasına ait olan nüfuz cüzdanını kullanarak banka görevlilerince basımını sağladığı sahte kredi kartını kullanarak haksız yarar sağlaması halinde dolandırıcılık suçu değil; TCK m.245’te yer alan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır.

Hükümlü eylemini ATM’den para çekmek isteyen şikayetçinin banka kartını alıp parayı çektikten sonra hesapta para olmadığını söyleyerek kartı iade etmesi şeklinde gerçekleştirmiştir. Hükümlünün şikayetçiye ait kartın yardım etme gerekçesiyle ele geçirmesi olduğu ve hilenin basit yalan düzeyinde kaldığı dolayısıyla eylemin banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçuna uyduğu gözetilmeden hüküm kurulması sebebiyle kararın bozulması gerekir. (Yar. 15. CD. E. 2019/4598 K. 2019/6745 T. 17.6.2019)

Dolandırıcılık suçunun bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması durumunda sistemlerin sağlamış olduğu kolaylıktan faydalanan failin daha ağır cezalandırılacağına daha önce de değinmiştik. Bu tip olaylar Yargıtay’ın karşısına çok çeşitli çıkmakla beraber günlük hayatta da sıkça karşımıza çıkmaktadır. Örneğin bir olayda, sanığın sahibinden.com ismine sahip olan internet sitesinden satışa çıkartmış olduğu otomobili satın almak için arayan katılandan ilanı kaldırması için kapora istediği ve katılanın da 150TL kaporayı sanığın posta çeki hesabına gönderdiği, ilgili PTT şubesi ile yapılmış olan yazışmada paranın sanık tarafından çekildiğinin iddia edilmiş olduğu olayda Yargıtay, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlendiğine karar vermiştir. ( Yar. 15. CD., 30.05.2013, 66796/10145)

Olayda sanık şikayetçilerin işlettiği dükkanları telefonla aramış ve kendisini farklı bir isimde tanıtmıştır. Sanık dükkanın yakınında bir yerde evinin bulunduğunu ve evin mobilyası ile kapı penceresini yaptırmak istediğini, ödemeyi peşin para ile yapacağını söylemiştir. Sanıkla yeniden yapılan telefon konuşmasında sanığın; oğlunun paraya ihtiyacı olduğunu, oğlunun eşinin hamile olduğunu ve hastanede yattığını, yeğeninin kaza geçirdiğini ve hastanede yattığını, çocuklarının rahatsız olduğunu ve acil paraya ihtiyacı olduğunu vb. yalanlar söyleyerek yanına göndereceği şahsa para vermesini istediği tespit edilmiştir. Bu duruma inanan şikayetçilerden para almak suretiyle haksız menfaat temin ettikten sonra benzer eylemlerinden dolayı emniyet ekiplerince yakalanan şikayetçi tarafından da tespit edilen sanığın eylemlerinin dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde isabetsizlik görülmemektedir. (Yar. 23. CD E. 2015/20215 K. 2015/7273 T. 30.11.2015)

Müştekinin sanıklara ait petrol istasyonundan piyasa rayiç bedelinin altında mazot alması sebebiyle aracının arıza yapması dolayısıyla dolandırıcılık suçundan dava açılmıştır. Ancak dolandırıcılık suçunun oluşması için kişiyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlar ile bir kimsenin aldatılması, onun veya başkasının zararına kendisine veya başkasına menfaat temin edilmesi gerekmektedir. Müştekinin olayda yakıtı piyasa değerinin altında olduğunun bilinciyle aldığı ve dolayısıyla akaryakıtın yasal olmadığını bilebilecek durumda olması gerektiği düşünülerek dolandırıcılık suçunun ne şekilde oluştuğuna gerekçe kurulmaksızın suçun oluştuğunu kabul hatalıdır. (Yar. 7.CD. E:2016/22007 K:2017/9397 T:15.11.2017)

Yayım tarihi: 3 Şub 2017