Çevrimiçi ya da bilgi-iletişim araçları vasıtasıyla yapılan ticarete verdiğimiz isim olan e-ticaretle ilgili kuralları içeren hukuk dalına E-Ticaret Hukuku denmektedir.
Ticaret alanında meslek hayatını sürdüren kişiler veya kurumlar kar etme amacı doğrultusunda istikrarlı bir büyümeye ihtiyaç duyarlar. Bu büyümenin gerçekleştirilmesi için pek çok yöntem olduğu gibi bir tanesi de daha çok alıcıya ulaşılmasını sağlayacak araçları kullanmaktır. Bilişim teknolojilerinin son dönemde kazandığı ivme doğrultusunda ticaret mesleğinin de yaşanan gelişmelerden kendine pay çıkarması, bu durumu göz önüne aldığımızda gayet doğal bir sonuçtur. Kaydedilen ilerlemeler sıkça kullanılan tabirle dünyayı bir “global köy” haline getirmiş, kişiler arasındaki mesafe çoğunlukla bir tık ya da bir dokunuşa inmiştir. Bu durum hızlı olmanın büyük avantajlar getirdiği ticaret mesleğiyle uğraşanlar için büyük bir fırsat haline gelmiş, bilişim araçlarının ticari faaliyetler için kullanılması hususunda her geçen gün yeni yöntemler ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan yeni yöntemlerin de bazı kurallara bağlanma ihtiyacı doğmuştur. Sonuç olarak bu konudaki koyulan kurallar bütününe E-Ticaret Hukuku diyoruz.
Bilişim teknolojilerinin hayatımıza girişinin henüz çok yakın bir zamana tekabül etmesi, E-Ticaret Hukuku’nun gelişiminin de yeni başlaması anlamına gelmektedir. Bu hukuk dalına ilişkin kuralların koyulması yönünde uygulanan yöntem ilk başlarda klasik ticaret kurallarının bu konuya uyarlanmasıdır. Ancak daha sonraları, bu konuya ilişkin özel durumların ortaya çıkması bu yöntemin yetersizliğinin anlaşılmasına sebep olmuş, her hukuk sisteminde E-Ticaret Hukuku’na ilişkin özel kuralların koyulması uygulaması benimsenmeye başlamıştır. Bu durum da e-ticaretin sınırdışı uygulanmasının yaygınlaşması karşısında bir takım sıkıntılar doğurmuş, farklı özellik ve içerikteki kuralları barındıran hukuk sistemlerinin birbiriyle çatışması gibi uyuşmazlıklar meydana gelmeye başlamıştır. Günümüzde bu konuya dair kesin ve kalıcı çözüm henüz bulunamamış ve fakat bu konuya dair uluslararası standartların belirlenmesine dair önemli gelişmeler ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Ülkemiz hukuk sisteminde, E-Ticaret Hukuku’nun gelişimi ise 20. yy sonu ve 21. yy başına rastlamaktadır. Bu tarihlerde, internetin tüm dünyaya yayılması karşısında e-ticaretin de ülkemizde teşvik edilmesi yönünde çalışmalar yapılmış, bu kapsamda yasal çerçevenin oluşturulması için yapılan görüşmeler de start almıştır. Bu çalışmaların sonunda 2009 yılından itibaren e-ticaretle ilgili özel kanunlar yürürlüğe girmiştir. Bu hukuk dalına dair, şu an uygulamada olan başlıca kaynak ise, Mayıs 2015’te yürürlüğe giren 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’dur. Bu kanun ise bu konuya dair çerçeve hüküm niteliğinde olup, çeşitli yönetmeliklerle özel durumların düzenlenmesinin önü açılmıştır.
Mesafeli Sözleşmeler
Ticari faaliyetlerin uygulanmasında her geçen gün yeni uygulamalar ortaya çıkmaktadır. Bu uygulamalardan biri ise mesafeli sözleşmelerdir. Mesafeli sözleşmeleri, satıcının herhangi bir iletişim aracı vasıtasıyla yaptığı mal veya hizmet sağlama teklifini, alıcının yine herhangi bir iletişim aracı vasıtasıyla kabul etmesi şeklinde kurulan sözleşmeler olarak tanımlayabiliriz. Bu sözleşmeler, alıcı açısından kişiye düşünme, ürün hakkında piyasa araştırması yapma imkanı vermesi ve satış merkezlerini dolaşarak vakit ve enerji kaybına uğramaktan kurtarması gibi avantajlarının yanında alelade bir görüntüden seçilen ürünün kişinin beklentisini karşılamaması ve uyuşmazlık durumunda satıcıya ulaşılamaması ihtimali gibi riskleri barındırmaktadır. Bu sözleşmelere dair kurallar ise, daha önce bu konuya dair kural içermeyen 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da 2003 yılında yapılan değişiklikle bu kanunda ve 29188 sayılı Mesafeli Sözleşmeler Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle düzenlenmiştir.
İzinli Pazarlama
İzinli pazarlama, tüketicilerin izni dahilinde kişisel bilgilerine dayalı olarak ilgi alanları ve ihtiyaçlarına yönelik pazarlama amaçlı mesajlar atılması şeklinde meydana gelen pazarlama yöntemidir. Mesajlar sms, e-mail gibi yöntemlerle gönderilebilir. Bu pazarlama stratejisinin; tüketicinin reddetmesine kadar mesaj gönderilmesi şeklinde meydana gelen Amerika menşeili opt-out sistemi ve tüketicinin izni üzerine mesajların atılması şeklinde meydana gelen Avrupa menşeili opt-in sistemi olmak üzere iki farklı yöntemi bulunmaktadır. Ülkemizde daha önce opt-out sistemi merkezli bir anlayış hakimken, yeni çıkarılan 6563 sayılı kanunla opt-in sistemine geçilmiş, izin alınmadan atılan mesajlara yaptırımlar öngörülmüştür.
Henüz temel esaslarının ve uluslararası standartlarının tam oturduğunu sözyleyemediğimiz derecedegen bir hukuk dalı olan E-Ticaret Hukuku kurallarına dair bilinç kazanılması ve bu konudaki uyuşmazlıkların çözülmesi noktasında uzman hukuki yardıma ihtiyaç duyulması kaçınılmazdır. Büromuzda bu alandaki en güncel gelişmelere ilişkin takibi ve mevzuata olan hakmiyetiyle avukatlarımız, bu alanda yol gösterme hizmetini eniyi şekilde gerçekleştirmeyi görev addetmişlerdir.