İddet müddeti ile hukukunda çocuğun soy bağı en çok önemle üzerinde durulan konulardan biri olduğu için Türk Medeni Kanunu kadının daha sonraki evlilikleri için iddet müddetini öngörmüştür. Bu makalede Türk Medeni Kanunu baz alarak iddet müddetini ve kadının daha sonraki evliliklerinde iddet müddetini beklemeden evlenmesi için yapması gerekenleri ifade etmeye çalışacağız.
Yeni kanunda bekleme süresi olarak adlandırılan iddet müddeti sadece kadınlara özgü olarak uygulanan bir durumdur. Evliliğin sona ermesinden sonra kadının bir başkası ile evlenmesi için beklemesi gereken yasal süreye iddet müddeti denir. Bu süre evliliğin sona ermesinden itibaren 300 gündür. 300 gün geçmeden kadının evlenmesi kanun hükmüne göre aykırı bir durumdur. Fakat makalenin devamında da daha ayrıntılı bir şekilde ifade edeceğimiz üzere iddet müddeti beklemeden de kadının gebe olmadığı anlaşıldığı vakit yahut kadın evliliğini sonlandırdığı kişi ile evlenmek isterse evlenebilir.
İddet müddeti dünyaya gelme ihtimali olan çocuğun soy bağında herhangi bir karmaşaya mahal vermemek için kadının beklemesi gereken süre olarak da adlandırılabilir. Bu sürenin başlaması için evliliğin son bulması gerekir. Kadın evliliği son bulduktan sonra yeni bir evlilik gerçekleştirmek isterse bu durumda bu süreyi kanun hükmüne göre kural olarak beklemek zorundadır.
İçindekiler
İddet Müddeti Süresi Nasıl Kaldırılır?
İddet müddeti süresi kaldırma ile alakalı yukarıda da birkaç kez ifade ettiğimiz gibi evliliğin sonlanmasından itibaren ( boşanma, kocanın gaybına karar verilmesi, evliliğin butlanı, ölüm) 300 gün geçmedikçe kadının evlenmesinin kanun hükmüne göre kural olarak yasak olduğu süreye denmektedir. Kanun koyucu yine ifade etiğimiz gibi bu süreyi ihtimaller düzeyinde dahi olsa bile doğabilecek olan çocuğun soy bağını korumak için getirmiştir.
Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde bir kadının gebe olup olmadığına kesin olmasa da yüksek ihtimallere dayanılarak karar verilebilmektedir. Tıbbi olarak yapılan testler, ultrasonlar ve bunlara benzer gerçekleştirilen diğer uygulamalar da kadının gebe olup olmadığı anlaşılmaktadır. Hukuk hayatın kolaylaştırılması için oluşturulmuş bir olgu olduğundan dolayı her duruma göre şekillenmesi gereken gerektiği yerde esnemesi gereken bir durumdur da ayrıca. Bu durumda da kadının gebe olmadığının anlaşılması durumunda iddet müddeti beklenmeden kadının evlenmesine izin verilmektedir.
İddet Müddeti Nasıl Kaldırılır?
İddet müddetinin sona erdiği ve kaldırıldığı durumlar şunlardır:
1. 300 günün geçmesi ile birlikte iddet müddeti kendiliğinden son bulur.
2. 300 gün içerisinde ( bu 300 gün bir çocuğun dünyaya gelmesi için oldukça uygun bir süre olduğundan dolay kanun koyucu tarafından bilirkişiler ile birlikte oluşturulmuş bir süredir.) çocuğun dünyaya gelmesi ile birlikte çocuk ilk kocadan sayılır, çocuğun soy bağında bir karmaşa meydana gelmez ve böylece iddet müddeti sona erer.
3. İddet müddeti hâkim tarafından da kaldırılabilir. Hâkimin iddet müddetini kaldırması 2 şekilde olur:
a. Boşanmış olan karı ve koca yeniden evlenmek isterlerse
b. Kadının gebe olma ihtimalinin olmadığı kesinleşirse. Bu da yukarıda izah ettiğimiz üzere kadının ilk evliliğinden gebe kalmadığının tıbbi raporlarla ifade edilmesi üzerine yahut kadının gebe olmasının tıbben imkânsız olduğunun raporlarla ifade edilmesi üzerine iddet müddeti hâkim tarafından kaldırılabilir yahut kısaltılabilir.
İddet Müddeti Ne Zaman Başlar?
Sadece kadın üzerinde uygulanan iddet müddeti evliliğin sona ermesi ile başlar. Evliliğin sona erdiren haller nelerdir?
Evliliği sona erdiren haller 4 tanedir:
1. Boşanma: kanun koyucu evlenmeyi resmi bir memur önünde gerçekleştirilmesine kanaat getirdiği gibi evliliğin sağlar arasında sona ermesi için de aynı yolu öngörmüş ve evliliğin sona ermesi için boşanmanın mahkeme önünde gerçekleştirilmesine karar vermiştir. Boşanmanın birçok hukuki ve sosyolojik, psikolojik sebepleri bulunsa da biz bu sebeplerden bu makale içerisinde bahsetmeyeceğiz.
2. Eşlerden Birinin Gaipliğine Karar Verilmesi: adi bir karine olan gaiplik kişinin kesin olmamakla beraber ölüm tehlikesi içerisinde bulunması durumunda kendisinden uzun süre haber alınamaması veya kaybolması durumuna denmektedir.
Bir kişinin gaipliğine karar vermesi için bu 2 sebepten birinin gerçekleşmesi gerekirken bir de kanun koyucu bir süre öngörmüştür. Ölüm tehlikesinin meydana gelmesinden itibaren 1 yıl, kaybolmasından itibaren 5 yıl geçmesi üzerine kişinin gaipliğine karar verilebileceği kanunun ilgili hükmünde ifade edilmiştir.
3. Ölüm: tabiatın gereği olarak canlılar doğarlar, büyürler ve ölürler. Ölüm kişinin hayatını sona erdirirken dünya üzerinde var olan bazı hukuki durumların da sona ermesine sebep olan doğal bir olaydır. Hukuki ilişkiler içerisinde yer alan evlilik bağını sona erdiren sebeplerden biri de ölümdür.
4. Cinsiyet değişikliği: evlenmenin kurucu unsurlarına baktığımızda yani evlenmenin gerçekleşmesi için gerekli olan şartlara baktığımızda evlenecek olan bireylerin farklı cinsiyette olmaları gerekmektedir. Bu nedenle evlilik birliği içerisinde olan eşlerden biri cinsiyet değiştirdiğinde evlilik son bulacaktır.
İddet Müddetinin Hesaplanması
İddet müddeti kadınların evlenmesi için ve dünyaya gelme ihtimali olacak bir çocuğun soy bağının oluşabilmesi için oldukça önemli bir husustur. Bu nedenle bu sürenin hesaplanması da ayrı bir önem arz etmektedir.
İddet müddetinin başlama tarihi evliliğin sona ermesidir. Boşanma gibi durumlarda boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte iddet müddeti de başlamaktadır. 300 günün başlangıç tarihi belirlendikten sonra bitiş tarihi de oldukça kolay belirlenebilmektedir.
Yukarıda izah ettiğimiz iddet müddeti ile alakalı cümlelerimizi kısaca yeniden ifade edersek şu şekilde özetleyebiliriz: iddet müddeti kadın için uygulanan bir uygulamadır. Bu uygulamada bu sürede kadın veya erkek korunmamakta dünyaya gelme ihtimali düşünülen çocuğun soy bağı korunmakta ve ileride miras hukuku alanında meydana çıkabilecek uyuşmazlıkların önünün kesilmesi kanun koyucu tarafından amaçlanmaktadır. Dünyada herkesin gerçek anne ve babası bilmek istemesi en doğal haklarından olduğundan dolayı kanun koyucu daha doğmayan bir çocuğu bile kanun hükmü ile koruma altına almıştır.
İddet müddeti, boşanma hukuku ile alakalı bir meseledir. Kadın evliliğinin sona ermesinden itibaren iddet müddetini beklemeden bir başkası ile evlenmek istiyorsa bu sürenin yargıç tarafından kısaltılması için talepte bulunması gerekir. Talepte de ancak iddet müddeti davası açarak bulunabilir. Hukuki süreçler teoride ifade edildiği gibi çoğu zaman net ve anlaşılır bir halde ilerleyemediğinden mütevellit bu gibi durumlarda tecrübeli ve bilgili bir avukat ile hareket edilmesi en doğru karar olacaktır. Bu nedenle evliliği sona ermiş olan kadın boşanma davası üzerinden ilerleyecek olursak boşanma davası kesinleşmiş olan kadın iddet müddetini beklemende evlenmek istiyorsa ve bu davayı açacaksa tecrübeli bir boşanma avukatı ile davayı açmalıdır.