İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatının yakınları tarafından alınıp alınamayacağı merak edilen konular arasında yer almaktadır. Bu konuya açıklık getirmeden önce kıdem tazminatı kavramı üzerinde durmamız faydalı olacaktır. Kıdem tazminatı, iş hukuku bakımından önem arz eden bir kavramdır. Fakat buradaki tazminatın zarar kavramıyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Kıdem tazminatı, belirli bir süre çalışmış olan işçiye kanunda belirtilen sebeplerden dolayı işinden ayrılması veya son verilmesi ya da emeklilik halinde topluca ödenen paradır. Paranın hesaplanmasında işçinin çalıştığı süre dikkate alınacaktır.
İçindekiler
İşçinin Ölümü Durumunda Kıdem Tazminatı
İşçi yakınları, genellikle işçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı konusu hakkında pek bir bilgiye sahip olmadıklarından dolayı işverene karşı herhangi bir talepte bulunmamaktadırlar. Aynı zamanda kişiler içinde bulundukları üzüntü içerisinde kıdem tazminatını da düşünmemektedirler. Oysa ölüm sebebi ne olursa olsun mirasçıların kıdem tazminatı alma hakları vardır. İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı konusu 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre bir işyerinde 1 yıl ve daha fazla çalışan işçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı yasal mirasçılar tarafından alınabilecektir. Kanunun bu hükmünde herhangi bir ölüm sebebinden bahsedilmediğinden dolayı işçinin ölüm sebebi her ne olursa olsun kıdem tazminatı alınması mümkün olacaktır.
İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı konusunda merak edilen hususlardan birisi de işçinin ölümü ile iş ilişkisinin sona ermesi halinde farklı kamu kurumlarında geçirilen sürelerin kıdem tazminatının hesaplanmasında birleştirilip birleştirilemeyeceğidir. Ancak Yargıtay’ın bu yönde verdiği bir karar ile bu konuda herhangi bir soru işareti kalmamıştır. Yargıtay’ın kararına göre işçinin ölümü durumunda kıdem tazminatının hesaplanmasında ve yasal mirasçılara ödenmesinde işçinin farklı kamu kurumlarında geçirdiği sürelerin toplamı esas alınacaktır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 1999/19876 E, 2000/2415 K.)
İşçinin gaip durumda olması halinde ise kıdem tazminatının nasıl hesaplanacağı da merak edilen konulardan birisidir. Gaiplik kararı, ölüm tehlikesinin gerçekleştiği günden başlayarak ya da son haber alınan günden başlayarak hüküm doğurmaktadır. Bu durumda da işçinin yasal mirasçılarının kıdem tazminatı alma hakları vardır. Fakat tazminatın hesaplanmasında faiz başlangıcı, başvuru tarihi olarak kabul edilecektir. Aynı zamanda şunu da belirtmeliyiz ki kıdem tazminatının talep edilebilmesi için zamanaşımı 10 yıl olarak öngörülmüştür.
Kıdem Tazminatı Kazanmanın Şartları
İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı konusunda ele almamız gereken hususlardan birisi de kıdem tazminatının hangi şartlarda kazanılabileceğidir. İlk olarak şunu belirtmeliyiz ki kıdem tazminatına hak kazanılabilmesi için işçinin, İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalışmış olması gereklidir. Aynı zamanda işçinin, söz konusu işyerinde en az 1 yıl süreyle çalışmış olması da kıdem tazminatının kazanılabilmesinin şartları arasında yer almaktadır. Ayrıca kıdem tazminatı alınabilmesi için ancak belirli nedenlerle iş sözleşmesinin sona ermiş olması gerekir. Yani iş sözleşmesi her ne sebeple sona erirse ersin kıdem tazminatına hak kazanılır dememiz mümkün değildir.
İşverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde işçi, belirttiğimiz diğer şartlar da mevcutsa kıdem tazminatı alma olanağına sahiptir. Aynı zamanda kanunda yer alan özel düzenlemeye göre bir kadının evlilik sebebiyle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda kıdem tazminatını talep etme imkanı vardır. Eğer işçinin bizzat kendisi iş sözleşmesini feshediyorsa normal şartlarda kıdem tazminatı alınması mümkün değildir. Fakat kanuna göre işçinin sözleşmeyi feshetme sebebi sağlık sorunları, ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık ya da zorlayıcı sebep ise bu durumda işçi işvereninden kıdem tazminatını talep etmelidir. Fakat keyfi bir sebeple sözleşme feshediliyorsa işçi, kıdem tazminatından vazgeçmiş olacaktır. Muvazzaf askerlik nedeniyle iş akdi feshedilmişse de kıdem tazminatının talep edilmesi mümkündür. Bunların yanı sıra ilgili kanuna göre bağlı bulundukları kurum ya da sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı almak ya da toptan ödeme almak maksadıyla iş adkinin feshedilmesi halinde de kıdem tazminatı alınacaktır. Son olarak işçinin ölümü durumunda kıdem tazminatına hak kazanılacağı da şüphesizdir. Bu konuda detaylı bilgi almak ve hukuki işlem başlatmak adına alanında uzman bir iş avukatına danışılması faydalı olacaktır.
Kıdem Tazminatının Hesaplanması
Kıdem tazminatının hesaplanması, İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatının hesaplanmasında göz önünde bulundurulan bazı ölçütler vardır. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki işçinin kıdemi, sözleşmenin devam etmiş ya da yenilenmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önünde bulundurularak hesaplanır. Aynı zamanda eğer işyeri devredilmişse işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitlerinin toplam süresine göre hesaplanacaktır.
İşçinin işe başlamış olduğu tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince geçen tam yıl için işveren tarafından işçiye 30 günlük ücret tutarında tazminat ödenecektir. Fakat İş Kanunu’nun 14.maddesinde yer alam hükme göre kıdem tazminatıyla alakalı 30 günlük süre iş sözleşmeleri ya da toplu iş sözleşmeleri ile işçinin lehine olacak biçimde değiştirilebilmektedir. Aynı zamanda kıdem tazminatının hesaplanmasında işçinin almış olduğu son ücret esas alınacaktır.Eğer kıdem tazminatının ödenmesi noktasında bir uyuşmazlık çıkarsa ve dava açılırsa hakim, işçinin ölüm zamanından itibaren kıdem tazminatının gecikme süresi için mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte ödenmesine karar verebilecektir. Kıdem tazminatının hesaplanmasında ve dava yoluna gidilmesinde alanında uzman bir iş hukuku avukatıyla çalışılması olası hak ve menfaat kayıplarının önlenebilmesi adına önem taşımaktadır.
Kıdem Tazminatı ile Ölüm Tazminatının Farkları
Kıdem tazminatı ile ölüm tazminatının farklarını şu şekilde açıklayabiliriz. İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatı konusunda değinmemiz gereken bir diğer konu da kıdem tazminatı ile ölüm tazminatı arasındaki farktır. Uygulamada genellikle kişiler ölüm tazminatı ile kıdem tazminatını aynı nitelikte sanmaktadırlar. Fakat durum esasında böyle değildir. Ölüm tazminatı, işçinin mirasçılarının yanı sıra bakmakla yükümlü olduğu kişilere ödenecek olan tazminattır. İlgili madde hükmüne göre (TBK m.440-441) iş sözleşmesi, işçinin ölümüyle sona erer. İşveren, işçinin hayatta olan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, eğer bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere ölüm tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bu tazminat ölüm gününden başlayarak bir aylık; eğer hizmet ilişkisi beş yıldan fazla ise iki aylık ücret tutarında ödeme yapılması şeklinde gerçekleştirilir. Ölüm tazminatı ile aslında işçinin ölümü halinde ekonomik zorluk yaşayacak olan kimselere bir koruma tesis edilmektedir.
İşçinin ölümü durumunda kıdem tazminatının alınması ve ölüm tazminatının talep edilmesi hususunda bu alanda hizmet veren bir profesyonele danışılması en doğrusu olacaktır. İş hukuku avukatı, ilgili kanunlara ve prosedürlere hakim olduğundan dolayı müvekkilini en iyi şekilde temsil edecek ve hak kaybı yaşamasının önüne geçecektir.
İşçinin ölümü halinden yapılacak işlemler ve kıdem tazminatının hesaplama işlemleri ve dava işlemleri için iş hukuku avukatımızı arayın. (0212) 679 32 53