Senet dolandırıcılığı cezası kavramı Türk hukukunda bulunmamaktadır. Ancak halk arasında senet dolandırıcılığı kavramı bedelsiz senetler için veya verilen senedin ödenmemesi halinde kullanılmaktadır. Ödenmeyen senet sebebiyle önümüze gelen birçok senet dolandırıcılığı vakası aslında alacak davası yoluyla çözüme kavuşturulabilmektedir.
Dolandırıcılık bir kimseyi hileli davranışlarla aldatarak o kimse veya başkası aleyhine yarar sağlamak fiilidir. Dolandırıcılık suçu işlenirken failin bu davranışı belli oranda ağır, yoğun, ustaca gerçekleştirmesi gerekir. Mağdur yanılgıya düşürülmeli, bu yanılgı sonucunda da faile veya başkasına yarar sağlanmalıdır. Bu dolandırıcılık fiilinin nitelikli hali ise TCK 158’de düzenlenmiştir. Senet dolandırıcılığı cezası verilebilmesi için öncelikle senet dolandırıcılığı davası açılmalıdır.
Senet dolandırıcılığı suçu ve davasında borçlu ile alacaklı arasında düzenlenen, borcun varlığına delil teşkil etmesi için gerekli bilgileri barındıran ve taraflarca imzalanan belgedir. Ödenmeyen senet de bu senedin ispatladığı borç ilişkisinin konusu olan borç miktarının borçlu tarafından ödenmemesini ifade eder.
Özellikle forum sitelerinde karşılaşılan ödenmeyen senet ve nitelikli dolandırıcılık fiillerinin ilişkilendirildiği davalarda somut olaya göre yorum yapmak doğru olacaktır. Zira senede dayalı borcun ödenmemesi halinde açılacak alacak davası hukuk davasının, nitelikli dolandırıcılık ise ceza davasının alanına girmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi almak ve uzman bir avukata danışmak için Topo Hukuk Bürosuna iletişim sayfasından ulaşabilirsiniz.
Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu ve Senet Dolandırıcılığı Cezası
Bedelsiz senet kullanma suçu TCK 156’da düzenlenmiştir. Bedelsiz senet borçlusu tarafından ödenmiş senedi ifade etmektedir. Maddede belirtilen senet kavramını ise bir borç-alacak ilişkisini ispatlayabilecek senet olarak anlamak gerekecektir.
Bedelsiz senedi tamamen veya kısmen ödenmemiş gibi kullanmak 156.maddede düzenlenen suçu oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu suçun tamamlanması kullanma fiilinin gerçekleştirilmesiyle söz konusu olur. Örneğin bir kimsenin ödenmiş senedi ödenmemiş gibi başkasına devretmesi bedelsiz senedi kullanma sayılacaktır. Bir kısmı ödenmiş senedi kullanarak failin tümü ya da kalandan fazla miktar için icra takibi başlatması da bu suçun kapsamına girmektedir.
Bedelsiz senedi kullanma suçu cezası altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Ancak kanun koyucu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasını şikayete bağlı tutmuştur. TCK 167 uyarınca bu suçun;
- Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden biri tarafından,
- Üstsoy, altsoy, bu derece kayın hısımlarından biri, evlat edinen, evlatlık tarafından,
- Aynı konutta birlikte yaşayan kardeşlerden biri tarafından işlenmesi halinde bu akraba hakkında cezaya hükmedilmeyecektir. Haklarında ayrılık kararı verilmiş eşlerden birinin, aynı konutta birlikte yaşamayan kardeşlerden birinin veya birlikte yaşayan amca, dayı, hala, teyze, yeğen ve ikinci derece kayın hısımlarından birinin zararına işlenen bedelsiz senet kullanma suçu üzerine verilecek ceza ise yarı oranında indirilecektir.
Sahte senet vermenin cezası nedir?
Senet bir kimsenin aleyhine bir işlemi ileride delil teşkil etmesi için yazdığı ve imzaladığı, bu işlem hakkında bilgi içeren belgedir. Kişi yazıp imzaladığı bu belgeyi işlemin karşı tarafına verir. Senetin delil teşkil etmesi resmi veya özel belge olmasına göre değişiklik gösterir. TMK uyarınca resmi senetler belgelerin doğruluğuna kanıt oluşturur, yani kesin delildir. Fakat özel belge niteliğindeki adi senetlerin kanıt gücü resmi senetlerdeki kadar yüksek değildir. Dolayısıyla sahte senet vermenin cezası da senedin resmi veya özel belge niteliğinde olmasına göre senet dolandırıcılığı cezası farklılık arz etmektedir.
Resmi bir senedin sahte düzenlenmesi ve kullanılması TCK 204’te düzenlenmiştir. Resmi bir sahte senet vermenin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Özel bir senedin kullanılması ise TCK 207’de düzenlenmiş olup bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası gerektirir.
Senet dolandırıcılığı davalarında yargıtay kararları
T.C. Yargıtay 15. Ceza Dairesi Esas No:2013/5348 Karar No:2014/21234: Senedin bedelsiz kaldığı ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığı iddiasının yazılı delille ispatı zorunludur. Katılanın mahkemeye bu yönde bir delil vermediği gibi sanık E’nin de senedin bedelsiz kaldığını kabul etmemesi hususu gözetilerek sanıkların bedelsiz senedi kullanma suçundan beraati gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2014/11-568 K. 2015/244 T. 23.6.2015 : Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin açılan davada sanığın katılan tarafından keşide edilen bononun bedel hanesinde tahrifat yapmak suretiyle bononun bedelini yükselterek dönüştürdüğü iddia edilmiştir. Bedelde tahrifat sonrasında sanığın bunu icra takibine koyduğu olayda suç tarihinin, sanık tarafından suça konu sahte kambiyo senedinin icra takibine konulduğu tarih olacağının gözetilmesi gerekir.
T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No:2016/3120 Karar No:2018/10206: Dava ödenmeyen senet neticesinde başlatılan icra takibine karşı senedin bedelsiz kaldığı ve sahte senet düzenlendiğine ilişkindir. Davacı borcunu nakit olarak ödediğini ve bononun kendisine teslim edildiğini fakat daha sonra davalının ödenmiş ve teslim edilmiş iki bonoya istinaden icra takibi başlattığını iddia etmektedir. Davalı bu icra takibini öğrendiğinde icra dairesine giderek ilgili bonolardaki imzaların kendisine ait olduğunu ve davalıdan teslim aldığı bonoların üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını tespit etmiştir. Davacı, davalının gerçek bonoları takibe koyduğu ve sahtelerinin kendisine verildiğini, hileyle aldatılarak sahte bonolar karşısında ödeme yapmasının sağlandığı, borcun vadesinde ödendiği ve dolayısıyla başlatılan icra takibinin haksız olduğunun tespitini, takibin iptalini, haksız ve kötü niyetli davalının tazminata mahkum edilmesini dava etmiştir.
Davacı bonoları davalının düzenlediğini, kendisinin de imzaladığını bildirmiştir. Fakat incelemesi yapılan davacının sahte olarak davalının verdiğini söylediği iki adet senet üzerindeki yazı ve rakamların davalıya ait olmadığı belirlenmiştir. Sahte olduğu iddia edilen senetlerden birinin üzerindeki imzanın da davacıya ait olduğu belirlenmiştir. Bu açıklamalara istinaden mahkemece, tanık beyanları da dikkate alınarak, davacının davalı tarafça tahsil edildiği halde kendisine sahte senetlerin iade edildiği iddiasını ispatlayıp ispatlayamadığı değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirir.
Topo Hukuk Bürosu ceza hukukunu ilgilendiren konular üzerine uzun yıllardır yasal destek sunmaktadır. Ceza avukatını ilgilendiren işlemleriniz için danışma formunu doldurarak veya e-posta göndererek bizimle iletişime geçebilirsiniz.