Tehdit Suçu Cezası (TCK 106) & Cezası ve Dava Süreci Hakkında

  1. Topo Hukuk
  2. Ceza Hukuku
  3. Tehdit Suçu Cezası (TCK 106) & Cezası ve Dava Süreci Hakkında
tehdit sucunun cezasi 1

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında madde 106’da düzenlenmiş bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. TCK 106’ya göre, bir başkasını, kendisinin ya da yakınının hayatına, cinsel dokunulmazlığına veya vücuduna karşı bir saldırı gerçekleşeceğine dair tehditte bulunan kişi cezalandırılacaktır. Tehdit, malvarlığına karşı da gerçekleştirilebileceği gibi sair bir kötülükte bulunulacağına dair de gerçekleştirilebilir.

Tehdit suçu ile korunmak istenen hukuksal yarar, bireyin iç huzuru ve hukuksal güvenlik duygusudur. Çünkü tehdit altında bulunan bir kimsenin iç huzuru ortadan kalkacak ve kendini güvende hissetmesi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla TCK 106 düzenlemesi ile korunması hedeflenen hukuksal yarar öncelikli olarak bireyin iç huzurudur dememiz yerinde bir tespit olacaktır. 

Tehdit suçunun özelliklerine baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz ki bu suç genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Bazı suçlarda cebir veya tehdide başvurulması suçun unsurunu ya da nitelikli halini oluştururken bu suçta öyle bir durum söz konusu değildir; tehdit suçun maddi unsurudur. Tehdit suçu, soyut tehlike suçu olması sebebiyle suçun oluşmuş olduğunu söyleyebilmemiz için salt bir kötülüğün karşı tarafa bildirilmiş olması yeterlidir; zarar neticesinin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Aynı zamanda tehdit suçu salt hareket suçudur.

Tehdit suçunun faili herkes olabilir. Suçun mağduru da herkes olabileceği gibi mağdurun belirli ya da belirlenebilir bir veya birden fazla kişi olması gerekmektedir. Mağdurun belli ya da belirlenebilir olmadığı durumlarda halk arasında korku ve panik yaratma amacıyla tehdit suçunun ( TCK m.213) hükümlerine başvurulması mümkün olabilmektedir. Tehdit suçu salt hareket suçu olması sebebiyle teşebbüsün mümkün olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Fakat eğer icra hareketleri bölünebilir nitelikteyse bu durumda teşebbüs konusu gündeme gelecektir.

Örneğin, mektupla bir kişiyi tehdit etme olayında olduğu gibi mektubun mağdura ulaşmadan ele geçirilmesi halinde teşebbüsün varlığından söz edebiliriz. Ayrıca tehdit, cinsel saldırı ve yağma gibi bir başka suçun unsuru ya da nitelikli hali olarak öngörülmüşse bu durumda bileşik suçta bahsedilir ve dolayısıyla tehditten dolayı ayrıca ceza verilmez. Tehdit suçunun zincirleme suç biçiminde işlenmesi mümkün olduğundan aynı mağdura karşı birden çok tehdit gerçekleştirilmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır. Tehdit suçu iştirak açısından herhangi bir özellik göstermez; suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi TCK tarafından nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.

Tehdit Suçunun Cezası

Tehdit suçunun cezası TCK 106’da belirtilmiş olup suçun nitelikli hali temel halinin işlenmesi durumunda verilecek olan ceza miktarları farklılık göstermektedir. TCK m.106/1’de belirtilmiş olan tehdit suçunun temel halinin işlenmesi durumunda faile 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Fakat aynı maddenin ikinci cümlesinde belirtilmiş olan malvarlığına karşı tehditte bulunma ya da sair bir kötülük edeceğine dair tehditte bulunma suçunun işlenmesi durumunda ise fail, 6 aya kadar hapis cezasına veya adli para cezasına çarptırılacaktır.

Tehdit suçunun TCK m.106/2’de dört bent halinde belirtilmiş olan nitelikli hallerinden birinin işlenmesi durumunda ise cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli halin varlığından söz etmemiz gerekecektir. Bu durumda fail hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır. TCK m.106/3’te ise farklı bir duruma değinilmiştir. Bu fıkraya göre, tehdit maksadıyla kasten öldürme, kasten yaralama ya da malvarlığına zarar verme suçunun işlenmiş olması durumunda tehdit suçunun yanı sıra ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunacaktır. Eğer tehdit suçu, terör amacıyla bir terör örgütü çerçevesinde işlenirse o zaman terör suçu gündeme gelecektir ve cezanın ağırlaştırılması gerekecektir.

Tehdit Suçu Unsurları

Tehdit suçunun manevi unsurunu incelediğimiz zaman şunu belirtmeliyiz ki bu suç, genel kastla işlenebilen bir suçtur. Fakat suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür ve böyle bir durumda faile verilecek olan ceza indirilmektedir. Aynı zamanda fail, hakkı olan bir husus yapmakla tehdit ettiğini zannediyorsa bu durumda kusurlu sayılmayacaktır. Tehdit suçunun maddi unsuru ise mağdurun ya da yakınlık duyduğu üçüncü bir kişinin TCK m.106’da sayılmış olan hukuksal değerlerine bir zarar verileceği ya da başka bir kötülük yapılacağının mağdura bildirilmesidir. Yani tehdidin gerçekleşmiş olduğunu söylememiz için failin iradesine bağlı olarak gelecekte bir kötülük yapılacağı mağdura bildirilmiş olmalıdır. Dolayısıyla geçmişe dönük herhangi bir bildirim sonucunda TCK 106 oluşmayacaktır.

Gelecekte uğratılacağı belirtilen zarar eğer gerçekleştirilebilir bir niteliğe sahip değilse böyle bir beyan mağdur üzerinde de korku yaratmaya elverişli olmayacağından dolayı tehdit suçundan bahsedilemez. Batıl inançlara dayanılarak mağdurun bir kötülüğe uğratılacağının beyanı halinde de tehdit suçu oluşmayacaktır. Dolayısıyla tehdide konu olan hukuksal değerlere yönelik saldırılar mutlaka gerçekleştirilebilir olmalıdır. Fakat bu saldırının bizzat fail tarafından gerçekleştirilecek olması suçun oluşumu açısından bir önem arz etmez. Yani söz konusu saldırı bir üçüncü kişi tarafından da gerçekleştirilebilir.

Tehditte mağdurun ya da yakınının uğratılacağı bildirilen zararın belirli olması gerekmektedir. TCK 106’nın oluşması için söz konusu zararın gerçekleşmesi halinde bir suçun meydana geliyor olması gerekmemekte; uğratılacağı bildirilen zararın haksız olması yeterli kabul edilmektedir. Bunların yanı sıra tehditten söz edebilmemiz için kötülüğün gerçekleştirileceğinin karşı tarafa bildirilmiş olması gerekmektedir. Eğer kötülük içeren beyan fail değil de bir başkası tarafından failin iradesi dışında iletilmişse bu durumda tehdit suçu oluşmayacaktır. Örneğin, bir arkadaş grubu içerisinde Ahmet’in Mehmet’i sevmemesinin sonucu olarak “Mehmet’i gördüğüm yerde döveceğim” demesi halinde eğer gruptan Mehmet’i tanıyan bir kişi bunu ona iletirse bu durumda tehdit suçu oluşmayacağından Ahmet’in cezalandırılması da söz konusu olmayacaktır.

Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri

Tehdit suçunun nitelikli halleri TCK m.106/2’de belirtilmiş olup belirtilen nitelikli hallerden birinin var olması durumunda faile verilecek olan hapis cezası 2 yıldan 5 yıla kadar olmaktadır. Söz konusu nitelikli hallerden ilki tehdit suçunun silahla işlenmesidir. Diğer bir nitelikli hal ise tehdit suçunun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesidir. Buradan anlaşılması gereken, suçun failinin dış görünüş bakımından kim olduğunun bilinmemesini sağlayacak bir biçime gelmiş olmasıdır. Kar maskesi takılması ya da takma sakal kullanılması bu duruma örnek verilebilir. Eğer tehdit suçu iştirak halinde işleniyorsa tüm suç ortaklarının kendilerinin tanınmayacak hale sokmasına gerek yoktur. Diğer failler tanınıyor olsa bile bir fail kendisini tanınmayacak hale sokmuşsa hepsi bu nitelikli halden dolayı yargılanacaktır.

Tehdit suçunun bir diğer nitelikli hali ise suçun imzasız bir mektupla işlenmesidir. TCK 106/2’ye göre nitelikli halin uygulama alanı bulması için mektubun ve bu mektubun “yazı” ile yazılmış olması şartı arandığından dolayı telefon aracılığıyla tehdit bakımından bu nitelikli halin uygulanması mümkün olmayacaktır. Fakat, bu mektubun içerisinde imza olmamasına rağmen kimin tarafından gönderildiği anlaşılıyorsa nitelikli hali uygulamak söz konusu değildir. Failin, sonradan yapılmış olan araştırmalar sonucundan tespit edilmiş olması nitelikli halin uygulanması açısından bir önem taşımaz. Tehdit suçunun bir diğer nitelikli hali ise suçun özel işaretlerle işlenmiş olmasıdır. Buna örnek olarak mağdurun kapısına ölüm işaretinin çizilmesi ya da mağdurun evinin önüne kafatası bırakılması verilebilmektedir. Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi de TCK 106 bakımından nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Tehdit suçunun son nitelikli hali ise, suçun var olan ya da varsayılan suç örgütlerinin oluşturmuş oldukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halidir. Bu konuyu ayrı bir başlık altında tekrar ele alacağız.

Basit Tehdit Nedir?

Basit tehdit, TCK m.106/1’de belirtilmiştir. Suçun basit halinde mağdurun haksız bir zarara uğratılacağı tehditi gerçekleştirilmiştir, fakat mağdurun uğrayacağı zarar ağır bir zarar değildir. Basit tehdit suçu yaşam hakkına ya da malvarlığı hakkına yönelik olarak gerçekleştirilmektedir. Malvarlığı, ekonomik değere sahip olan her türlü menkul ve gayrimenkuller ile işletmeleri kapsamaktadır. Örneğin, mağdura “Senin arabanı yakacağım” diye beyanda bulunmuş olan fail tehdit suçunun basit halini işlemiş olacaktır. Basit tehdit suçunun oluşması durumunda mağdurun şikayeti üzerine faile 6 aya kadar hapis cezası ya da adli para cezası verilmektedir.

Sözlü Tehdidin Cezası Nedir?

TCK 106 ceza türü ve sürelerini tehdit suçunun işleniş biçimleri bakımından farklı düzenlemiştir. Dolayısıyla sözlü tehdidin cezası tehdit konusuna göre değişmektedir. Kişi hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırıda bulunacağından bahisle tehditte bulunmuş ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak bir kimseyi malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmiş ise sözlü tehdidin cezası altı aya kadar hapis veya adli para cezası olacaktır. 

Tehdit Suçu ve Kavga Sırasında Söylenen Sözler

TCK 106 failin karşı tarafı korkutması yoluyla işlenmektedir. Bu korkutma, mağdurda korkuya yol açacak bir eylemin ileride gerçekleştirileceğinden bahisle yapılmaktadır. Bu anlamda tehdit suçu işlenmiştir diyebilmemiz için bahse konu eylemin uygunluk, elverişlilik ve yeterlilik koşullarını sağlamış olması gerekmektedir. Tehdidin kasten işlenen suçlardan olması dolayısıyla sayılan koşulların yanında failin eyleminde kast unsuru da aranacaktır. Yani fail tehdit suçu oluşturan eylemi gerçekleştirirken bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.

Kavga sırasında söylenen sözler kişinin o anki duygu durumu ile düşünülmeden sarf edilen sözlerdir. Kişi bu anlamda birçok tehdit içerikli ifade kullanmış, küfretmiş olabilir. Ancak tehdit suçu Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere kavga sırasında söylenen sözler çoğunlukla kızgınlıkla söylenmiş olup yapılması mümkün olmayan ifadeler barındırmaktadır. Bu durumda kast unsuru gerçekleşmeyeceği gibi eylemin gerçekleştirilmeye elverişli olduğu da söylenemeyecektir. Fakat söylemlerin tehdit suçunun işlenmesi için anılan şartları sağlaması halinde kavga sırasında söylenmesi kastı ortadan kaldırmayacaktır. Bu durumda kavga sırasında kızgınlıkla söylenen sözler için yalnızca indirim söz konusu olabilecektir.

Nitelikli Tehdit Suçu ve Cezası

Nitelikli tehdit suçu TCK 106. maddesinin 2.fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre tehdidin nitelikli halleri şunlardır:

-Silahla

-Kişinin tanınmayacak bir halde olması halinde, imzası mektup yoluyla veya özel işaretlerle

-Birden fazla kişi tarafından birlikte

-Suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak işlenmesi.

Kanun koyucunun bu düzenlemeyi yapmasındaki amaç tehdit suçunun nitelikli hallerinin mağdurda uyandırdığı korku ile savunmasızlık halidir. Bu hallerde failin korkutma gücünün ciddiliği ve yoğunluğu mağdurda ciddi bir kaygı meydana getirmeye elverişlidir. Dolayısıyla fail için suçun işlenmesi de kolaylaşmaktadır.

Nitelikli tehdit suçu cezası suçun basit haline göre daha ağırlaştırılmıştır. Kanunda nitelikli tehdit cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir.

Kendini Tanınmayacak Hale Koyarak Tehdit Suçu

Kendini tanınmayacak hale koyarak tehdit suçu maske takmak, kılık değiştirmek yoluyla işlenebilmektedir. Günümüzde internet üzerinden işlenen tehdit suçları da çoğunlukla bu nitelikli hale göre işlenmektedir. Kişi kendisine ulaşılamayacağı düşüncesi ile anonim olarak adlandırılan bir sahte hesap açarak bu suçu kolaylıkla işleyebilmektedir. Kendini tanınmayacak hale koyarak işlenen suç ile mağdur tarafından hissedilen korkunun derecesi tehdidin kimden geldiğinin bilinmemesi sebebiyle artacaktır. Bu nitelikli hal imzasız mektup veya özel işaretlerle de işlenebilmektedir. Söz gelimi imzasız gelen bir mektupla kişinin hayatına yönelen bir tehdidin dile getirilmesi halinde mağdurda uyanacak korku ve panik bariz olacaktır. Yahut bu eylemin yazı veya söz ile değil de kanlı bir bıçak veya silah fotoğrafı gösterilmesi yoluyla yapılması da mümkündür.

Birden Fazla Kişiyle Birlikte Tehdit Suçu

Birden fazla kişiyle birlikte işlenen tehdit suçu mağdurda uyandırdığı korku ve suçun işlenmesindeki kolaylık sebebiyle nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Mağdur, birden fazla kişi tarafından tehdit edildiğinde tek kişi olmasına göre daha savunmasız bir haldedir. Zira suçun bu nitelikli hali oluşturabilmesi için en az iki veya daha fazla kişinin varlığı aranmaktadır. Böylece tehdide konu eylemin gerçekleştirilmesindeki kolaylık da artacaktır. Dolayısıyla birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçu işlendiğinde mağdurda meydana gelen korku çok daha yoğun olacaktır.

Akrabalar Arasında Tehdit Suçu

Akrabalar arasında tehdit suçu TCK 106’da özel bir düzenlemeye konu olmamıştır. Tehdidin işlenmesinde gerekli unsurların varlığı ve Yargıtayca belirlenen uygunluk, elverişlilik, yeterlilik şartlarının gerçekleşmesi halinde suç oluşmuş sayılacaktır. Bu sebeple tehdit suçunun akrabalar arasında işlenmesi sebebiyle faile indirim yapılması veya beraatine karar verilmesinin yasal olarak kabulü mümkün değildir.

Silahla Tehdit Suçu ve Cezası

Tehdit suçunun silahla işlenmesi TCK 106’da cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Söz konusu nitelikli hal, silahın mağdur üzerindeki korkutucu etkiyi arttırmış olmasından dolayı daha ağır cezayı gerektirmektedir. Bu nitelikli halin var olduğu söylenebilmesi için silahın mağdur tarafından görülmesi ya da mağdurun bunu hissedebileceği şekilde teşhir edilmiş olması gerekmektedir. Mağdurun yokluğu sırasında silah kullanılması halinde ise nitelikli halin varlığından söz edebilmemiz için silahın mağdurun eşyaları üzerinde ya da yaşadığı yerde emare bırakmış olması gerekir. Örneğin arabasına kurşun sıkılmış olması halinde silahla tehdit suçunun varlığından söz edebiliriz. 

Örgüt İsmi Kullanarak Tehdit Suçu

Tehdit suçunun işlenmesi sırasında ismi kullanılan örgütün illa gerçekte var olması gerekmemektedir. Gerçekte var olmayan hayali bir örgütün isminin mağduru korkutmak maksadıyla tehdit suçunun işlenmesinde kullanılması halinde de suçun nitelikli hali uygulama alanı bulacaktır. Örgüt ismi kullanılarak tehdit suçunun işlenmesi için failin söz konusu suç örgütüne üye olması gerekmemektedir. Fakat eğer fail aynı zamanda bu suç örgütüne üye ise hem suç örgütüne üye olmasından dolayı hem de tehdidin nitelikli halinden dolayı cezalandırılacaktır. Örgüt ismi kullanılarak tehdit suçunun işlenmesi durumunda fail hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı TCK’da belirtilmiştir.

Silahla Tehdidin Cezası Nedir?

Silahlı tehdit, tehdit suçunun nitelikli halini oluşturmaktadır. Dolayısıyla silahlı tehdidin suçu basit tehdide göre daha fazla olacaktır. 

TCK 106 fıkra 2 uyarınca silahla tehdidin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. 

Mesajla Tehdidin Cezası Nedir?

Mesajla tehdidin cezası sözlü tehdit cezası ile aynıdır. Tehdidin konusuna göre ceza değişiklik gösterecektir. Ancak kişi mesajla tehdit suçunu kendisini tanınmayacak bir hale koymak suretiyle işlerse ceza TCK 106 fıkra 2 kapsamında belirlenecektir. Bilinmeyen numaradan tehdit buna örnek olarak gösterilebilir. Kendisini tanınmayacak hale sokmak suretiyle tehdidin cezası ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. 

Ölümle Tehdidin Cezası Nedir?

Ölümle tehdidin cezası TCK 106 fıkra 1 ilk cümlesi uyarınca altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Ölümle tehdit bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eylemini ifade etmektedir. Bu eylemin silahla gerçekleştirilmesi halinde verilecek ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

Tehdit Suçunun Şikayet Süresi

Tehdit suçunun her hali şikayete tabi olmadığından dolayı yalnızca şikayete tabi olan kısma değineceğiz. Tehdit suçunun TCK’da belirtilmiş olan basit halinin işlenmesi durumunda mağdur ya da mağdurlar 6 ay içerisinde şikayette bulunmalıdır. 6 aylık süre, mağdurun fiili ve faili öğrenmesiyle birlikte başlayacaktır. Bu süre içerisinde şikayette bulunmayan mağdur, şikayet hakkını yitireceğinden failin cezalandırılması yolu da kapanmış olacaktır. Tehdit suçunun yalnızca basit hali şikayeti tabi olduğundan dolayı diğer hallerde şikayet şartı aranmamaktadır. Bu suçlar 8 yıl içerisinde ve dava zamanaşımı süresi dolmamak kaydıyla soruşturulabilmektedir.

Tehdit Suçu Şikayete Tabi Midir?

Tehdit suçunun işlenmesi durumunda şikayet üzerine mi yoksa re’sen mi soruşturma ve kovuşturma yapılacağı açığa kavuşturulması gereken konular arasında yer almaktadır. TCK bakımından suçun nitelikli hali ve basit halinin işlenmesi durumunda farklı bir uygulama söz konusu olacaktır. Tehdit suçunun nitelikli hallerinden birinin işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma re’sen yapılacak olduğundan şikayet şartı aranmamaktadır. Aynı zamanda TCK 106/1. fıkrasında belirtilmiş olan suçun temel halinin işlenmesi durumunda da şikayet şartı aranmamaktadır. Fakat TCK 106/1-2. cümlesine göre, malvarlığına ya da sair bir kötülük yapılacağına dair  basit tehditte bulunulduğu zaman soruşturmanın yapılması için mağdurun şikayette bulunması gerekmektedir.

Tehdit Suçu Hakkındaki Yargıtay Kararları

Tehdit üzerine Yargıtay’ın kararlarına baktığımız zaman özellikle şunu belirtmeliyiz ki Yargıtaya göre failin sarf ettiği sözlerin ve davranışların “mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratmaya elverişli, yeterli ve uygun olması” gerekmektedir. Dolayısıyla beyan edilen her cümle tehdit suçunu oluşturmayacaktır. Aynı zamanda silahla tehdit suçunun mağdurun yokluğunda işlenmiş olduğundan söz edilebilmesi açısından da Yargıtay’ın kabul ettiği bir görüş mevcuttur. Buna göre “silahın, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyaları üzerinde hasar, iz, emare gibi belirtileri oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini arttıracak tarzda kullanılması” halinde mağdurun yokluğu esnasında silahla tehdit suçu işlenmiş olacaktır. Özel işaretlerle tehdit suçu işlenmesi durumunda da Yargıtay’ın pek çok kararı vardır. Yargıtay, idam edilmiş bir kişi yaparak kan izleriyle birlikte gönderen kişinin özel işaretlerle tehditte bulunma suçunu işlemiş olduğuna karar vermiştir.

Tehdit Suçu Yargıtay Kararları

Sair kötülük yapacağından bahisle tehdit suçu: Katılanın kendisiyle birlikte olmadığı takdirde hakkında iftira atacağı ve başka erkeklerle birlikte olduğu dedikodusunu çıkaracağını söylemek suretiyle tehdit etmesi TCK’nın 106/1-2.cümlesinde düzenlenen sair bir kötülük yapacağından bahisle tehdit suçu kapsamındadır. (Yargıtay 4. CD, E: 2009/10651 K: 2011/12046)

Tehdit eyleminin suçla korunan hukuksal yararları ihlal etmeye objektif olarak elverişli olması gerekir: Sanığın “Daha önce seni bıçaklamıştım ucuz kurtuldun. Bu sefer seni öldüreceğim.” Biçimindeki sözleriyle mağduru tehdit ettiği kabul edildiği halde, öfkenin suç kastını kaldıran bir etkisi bulunmamaktadır, bir tehlike suçu olan tehdidin, suçla korunan hukuki yararı ihlal etmeye objektif olarak elverişli olmasının yeterlidir. Ayrıca mağdurun üzerinde korkutucu etki yaratması şartı aranmaz. Tehdit suçunda olgusal bir sorun olan tehdidin ciddi olup olmadığı, eylemin işlendiği ortama, olaya özgü koşullara, tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre, tehdit edici sözün gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesi ölçüleri içinde tartışılıp değerlendirilerek sonuca varılması yerine salt kavga sırasında öfkeyle sözlerin ciddilik, korkutuculuk özelliği bulunamayacağı hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. CD 2/7/2007, 2007/6485, 2007/9889)

Tehdit suçunun oluşması için tehdide konu hukuksal değerlere yönelik saldırının gerçekleştirilebilir olması gerekir: Sanığın “…dua et meslek mensubumsun ve de üstelik resmisin yoksa bana ayak üstü tehditler savuracak adamı burda döverdim.” Şeklinde kabul edilen sözlerinin ileride gerçekleşmesi muhtemel olan bir saldırı niteliğinde olmadığı gözetilmeden… (Yargıtay 4. CD 7/5/2013, 17253/13806)

Failin kastı, tehdit içeren beyanının mağdura iletileceğini kapsamalıdır: Sanığın müşteki ile görüşmesinden sonra müştekinin gıyabında orada bulunan tanığa müşteki hakkında “ben onun kalemini kırdım, daha onu burada yaşatmayacağım, benim ona borcum yok” demesi şeklindeki eyleminde sanığın bu sözleri müştekiye iletme kastının bulunmadığı, iletme kastı olsaydı bu sözleri müştekinin yüzüne karşı da söyleyebileceği… (Yargıtay 4. CD 28.5.2015 E.2015/7543, K.2015/30018)

Tehdit Suçunun Şikayet Süresi

Tehdit suçunun her hali şikayete tabi olmadığından dolayı yalnızca şikayete tabi olan kısma değineceğiz. Tehdit suçunun TCK’da belirtilmiş olan basit halinin işlenmesi durumunda mağdur ya da mağdurlar 6 ay içerisinde şikayette bulunmalıdır. 6 aylık süre, mağdurun fiili ve faili öğrenmesiyle birlikte başlayacaktır. Bu süre içerisinde şikayette bulunmayan mağdur, şikayet hakkını yitireceğinden failin cezalandırılması yolu da kapanmış olacaktır. Tehdit suçunun yalnızca basit hali şikayeti tabi olduğundan dolayı diğer hallerde şikayet şartı aranmamaktadır. Bu suçlar 8 yıl içerisinde ve dava zamanaşımı süresi dolmamak kaydıyla soruşturulabilmektedir.

Tehdit Suçu Şikayete Tabi Midir?

Tehdit suçunun işlenmesi durumunda şikayet üzerine mi yoksa re’sen mi soruşturma ve kovuşturma yapılacağı açığa kavuşturulması gereken konular arasında yer almaktadır. TCK bakımından suçun nitelikli hali ve basit halinin işlenmesi durumunda farklı bir uygulama söz konusu olacaktır. Tehdit suçunun nitelikli hallerinden birinin işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma re’sen yapılacak olduğundan şikayet şartı aranmamaktadır. Aynı zamanda TCK 106/1. fıkrasında belirtilmiş olan suçun temel halinin işlenmesi durumunda da şikayet şartı aranmamaktadır. Fakat TCK 106/1-2. cümlesine göre, malvarlığına ya da sair bir kötülük yapılacağına dair  basit tehditte bulunulduğu zaman soruşturmanın yapılması için mağdurun şikayette bulunması gerekmektedir.

Telefonla Tehdidin İspatı Nasıl Yapılır?

Telefonla tehdidin ispatı için mahkemece sanığın kullanımında olan telefon numarasının HTS kayıt raporu istenir. HTS kayıt raporunda kişinin hangi saatte, hangi süre ve hangi numara ile görüştüğünün bilgileri alınarak mağdur beyanına uygunluğu araştırılacaktır. 

Telefonla tehdit suçunun ispatı hususunda bir diğer önemli delil tanık beyanlarıdır. Tanıkların sanık veya sanıklarla olan yakınlığı da dikkate alınarak tehdidin işlenme anındaki beyanları delil olarak mahkemede dikkate alınacaktır. 

Telefonla tehdidin ispatı için telefon görüşmesinin sanıkların rızası hilafına ya da bilgisi olmadan kaydedilmesi hukuka uygun değildir. Telefon görüşmelerinin izinsiz kaydı suç oluşturmaktadır. Bu sebeple mahkemeye hukuka aykırı delil sunulması mümkün olmayacaktır. Ancak geçmiş yıllarda Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu bir karara göre kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak daha sonra delil elde etme imkanı bulunmadığı ve o anda yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda görüşmeyi kayıt altına almak hukuka uygun kabul edilmiştir (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun E:2010/5-187, K:2011-131, 21.06.2011). Fakat bu karar delil elde etmek amacıyla telefon görüşmesi başlatıp tahrik suretiyle kişinin yeniden tehdit etmesini sağlamak vb. eylemlerin hukuka uygun kabul edileceği anlamına gelmemektedir. Mağdur yalnızca suçun işlenmesi anında başka bir yolla delil elde etmesi mümkün olmadığında görüşmeyi kayıt yoluna başvurabilecektir. 

Tehdit Ediliyorum, Ne Yapmalıyım?

Tehdit suçu işlendiğinde mağdurun iç huzuru ortadan kaldırılmaktadır. Kişinin huzuru, hukuksal güvenlik duygusu tehdit eylemiyle sarsılmaktadır. Bireyin huzur içinde özgür iradesiyle karar almasını etkileyecek tehdit eylemi önemli bir suçtur ve cezalandırılması gerekmektedir. Bu sebeple “tehdit ediliyorum, ne yapmalıyım” diye düşünen kişiler için vereceğimiz tavsiye kesinlikle tehdide boyun eğmemeleri olacaktır. Tehdide boyun eğmek kişinin özgüvenini de sarsacak sosyal hayatında sorunlar yaşamasına sebep olacaktır. 

Tehdit edilen kimselerin derhal hukuki süreci başlatmaları, mümkünse tanıkları ve diğer delilleri toparlamaları gerekmektedir. Delillerin kaybolmaması, korunması gerekir. Tehdit ediliyorum diyorsanız vakit kaybetmeden Savcılık veya kolluk makamlarına suç duyurusunda bulunmalısınız. Suçun ispatı anlamında tecrübeli bir ceza hukuku avukatından destek almanız bu süreçte faydalı olacaktır.  

Tehdidin bir suç olduğunu ve tehdide boyun eğmenin çözüm olmadığını, hukuki süreç başlatılmadığı takdirde tekrarlayabileceğini unutmamalısınız. Siz de tehdit ediliyorum, ne yapmalıyım diyorsanız Topo Hukuk Bürosu ceza avukatlarına iletişim sayfasından bizlere ulaşabilirsiniz.

Yayım tarihi: 11 Şub 2017