Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 123.maddesinde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş bir suçtur. Bu suçun faili kasıtlı olarak bir başka kimseyi rahatsız etmekte ve kişinin huzur içerisinde bir sosyal hayat ve özel hayat yaşamasını engellemektedir. Söz konusu suç tipi ile korunmak istenen hukuki yarar kişilerin huzur ve sükun içinde bir hayat sürdürebilme haklarıdır.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda fail bakımından ayırt edici bir özellik aranmamaktadır. Yani suçun faili herkes olabilir. Fakat şunu belirtmemiz gerekiyor ki hukukumuza göre tüzel kişiler bir suçun faili olamayacağından dolayı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun da yalnızca gerçek kişiler tarafından işlenebileceğini söylememiz mümkündür. Bu suç mağdur bakımından da bir özellik göstermemekte, dolayısıyla herkes söz konusu suçun mağduru olabilmektedir. 

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Hangi hareketlerle bu suçun işlenmiş olacağını yazımızın “suçun unsurları” bölümünde detaylı bir şekilde ele alacağız.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu hakkında belirtmemiz gereken önemli bir nokta vardır. Eğer bu suç, başka bir suçun unsuru haline gelirse bu durumda yalnızca o suçtan dolayı fail cezalandırılacaktır. Örneğin, fail telefonla cinsel taciz suçu işlediği takdirde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, cinsel taciz suçunun bir unsuru haline gelecektir. Bu durumda fail hakkında sadece cinsel taciz suçundan cezaya hükmolunacaktır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunun Unsurları

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun seçimlik hareketli bir suç olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu durumda kanunda belirtilmiş olan seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleştirilmesiyle suç ortaya çıkmış olacaktır. Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler üç tane olup bunları şu şekilde sıralamamız mümkündür: 

  1. Bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, 
  2. Israrla gürültü yapılması,
  3. Hukuka aykırı başka bir davranış gerçekleştirilmesidir.

Bir kimseye ısrarla telefon edilmesi suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun işlenmesi halk arasında telefonla rahatsız etme suçu olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda bir kimseye istemediği halde ısrarla telefon edilmekte ve özel hayatına müdahalede bulunulmaktadır. Dolayısıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi ya da mesaj atılması halinde hukuka aykırı bir durum söz konusu olacaktır. Aynı zamanda telefon edilmesi ve ardından failin hiç konuşmaması ya da mağdura müzik veya farklı sesler dinletmesi halinde de bu suçun oluştuğunu söylememiz mümkündür. Aynı şekilde mağdura sürekli olarak mesaj atılması da suç teşkil edecektir. 

Mağdura sıklıkla mesaj atmak yoluyla huzur ve sükun bozmada mesajların içeriği suçun oluşumu bakımından önem taşımamaktadır. 

Yargıtay uygulamasına göre hangi durumlarda kişiye “ısrarla telefon edildiği”ni saptamak zordur. Yani bunun için belli bir sayı vermek doğru olmayacaktır. Ancak her halde mağdurun en az iki kez telefonla aranması ya da rahatsız edilmesi gerekmektedir. Fakat yine de bu durum somut olayın özelliklerine göre farklılık göstereceğinden dolayı iki kez istemediği halde aranan herkesin suç duyurusunda bulunması yerinde olmayacaktır.

Israrla gürültü yapmak suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun işlenmesinde ortaya çıkan gürültünün ne olduğunun bir önemi yoktur. Bu bir müzik sesi olabileceği gibi herhangi boş bir gürültü de olabilir. Burada önemli olan husus, kişinin kasıtlı olarak bu gürültüyü çıkarmasıdır. Gürültü çıkarma ile suçun işlenmesinde bir sayı sınırlaması yoktur. Yani bir kez de olsa kasıtlı olarak gürültü yapan kimse, söz konusu suçun faili olabilecektir. Bu durum özellikle komşuluk ilişkilerinde bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat unutulmaması gereken şey şudur ki komşuluk ilişkisi, bazı gürültülere katlanma yükümlülüğü ortaya çıkarmaktadır. Örneğin bir evde tadilat gerçekleştiriliyor diye komşusu hakkında suç duyurusunda bulunan kişinin şikayetinin dikkate alınması pek mümkün değildir. Ancak burada eğer komşu, kişilerin huzur ve sükununu bozma amacıyla gürültüye neden oluyorsa suçun oluşması mümkün olacaktır.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu düzenleyen TCK 123’ün hukuka aykırı başka bir hareketle de işlenebileceğini belirtmiştik. Suçun bu şekilde ortaya çıkabilmesi için gerçekleştirilen hukuka aykırı hareketin başka bir suç oluşturmaması gerekmektedir. Örneğin bir kimsenin kapı zilini ısrarla basıp basıp kaçmak belirtmiş olduğumuz suçun oluşumuna sebebiyet verebilir. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarından gerçekleştirilen iletişim rahatsız edici olduğu halde ısrarla yapılıyorsa bu durumda da TCK 123’ün oluşması mümkündür.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun manevi unsuru ise kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki oluşturmaktadır. Yalnızca suçun maddi unsurları mevcutsa bu durumda söz konusu suçun işlendiğini söylememiz mümkün olmayacaktır. Failin saiki, suçun ortaya çıkmasında en önemli faktördür. Bu nedenle kişileri rahatsız etme amacı olmaksızın gürültü yapan bir kimse hakkında TCK 123’ten dolayı cezaya hükmedilmesi mümkün değildir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunun Cezası

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun cezası TCK 123’te üç aydan bir yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Ancak hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

TCK 123 uyarınca fail hakkında verilecek olan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde failin duyduğu pişmanlık, somut olayın nitelikleri ve ekonomik durumu da göz önünde bulundurulacaktır. Aynı zamanda ortaya bir zarar çıkmışsa bu zararın giderilmesi de failden istenebilecektir. Öte yandan mahkumiyet kararında belirtilmiş olan hapis cezasının ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi de kanunen mümkündür.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Şikayete Tabi Midir?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu şikayete bağlı suçlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla şikayette bulunulmadığı takdirde re’sen soruşturma gerçekleştirilmeyecektir ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. Şikayetçi, şikayet hakkını ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunabilecektir. Söz konusu sürenin dolmasından sonra şikayet yoluna başvurulması mümkün değildir. Bu suçun dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Fail her halde bu sürenin dolmasından sonra şikayet hakkını kullanamayacaktır.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, uzlaştırma prosedürünün uygulanabileceği suçlar arasında yer almaktadır. Gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında uzlaşmanın gerçekleştirilmesi mümkündür. Ancak bir kere uzlaşma yoluna başvurulmuşsa ve fail ile mağdur arasında uzlaşma gerçekleştirilememişse sonradan tekrar uzlaşma prosedürünün uygulama alanı bulması söz konusu olmayacaktır. Aynı zamanda uzlaşma gerçekleştirildiği takdirde sonradan şikayette bulunma imkanı ortadan kalkacaktır. Ancak uzlaşma gerçekleştirilemediği takdirde mağdurun isteği üzerine soruşturma ve kovuşturma aşamalarına devam edilebilecektir.

TCK 123’ten Apartman Huzurunu Bozan Ev Sahibini Şikayet Etmek Mümkün mü?

TCK 123 “sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla” ifadesi ile suçun oluşması için bu amaç doğrultusunda gürültü yapılmasını gerekli kılmıştır. Apartman huzurunu bozan ev sahibinin TCK 123 suçundan şikayet etmek için ev sahibinin gürültü veya rahatsızlık verici bir diğer davranışını komşuların huzur ve sükununu bozmak amacıyla gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu halde ev sahibini savcılığa şikayet etmek mümkün olacaktır. 

Apartman huzurunu bozan ev sahibinin yükümlülüğü esasen Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındadır. Kanunun 18.maddesinde kat maliklerinin, kiracı ve oturma hakkı sahiplerinin doğruluk kaidelerine uyması, birbirini rahatsız etmesi ve birbirinin haklarını çiğnememeleri ile yönetim planı hükümlerine uymaları yükümlülük olarak kabul edilmiştir. Bu yükümlülüğe uymamak KMK m.25 uyarınca yaptırımla karşılaşabilecektir. Buna göre bir kat maliki kanunda belirtilmiş olan kendisine düşen borçlarını yerine getirmezse diğer kat malikleri yükümlülüğünü yerine getirmeyen malikin müstakil bölümü üzerindeki mülkiyetinin kendilerine geçirilmesi için dava açabilecektir. Ev sahibinin mülkiyetinin elinden alınması sonucu doğurabilecek bir davranış olan apartman huzurunu bozmak bilerek ve isteyerek bu amaç doğrultusunda gerçekleştiriliyorsa aynı zamanda TCK 123 sorumluluğu da doğacaktır. 

Aile Birliğini Bozma Suçu Nedir?

Aile birliğini bozma suçu TCK Özel Hükümler Sekizinci Bölümünde düzenlenen aile düzenine karşı suçları ifade etmektedir. TCK’nın bu bölümünde birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören (TCK 230), çocuğun soybağını değiştirme (TCK 231), kötü muamele (TCK 232), aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali (TCK 233) ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK 234) suçları düzenleme altına alınmıştır.

Kötü muamele:

  1. aynı konutta birlikte yaşanılan kişilerden birine karşı gerçekleştirildiğinde 
  2. bir kimsenin idaresi altında bulunan yahut büyütmekle, okutmakla, bakmakla, muhafaza etmekle ya da bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde sahip olduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullandığında söz konusu olacaktır. 

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlalinin düzenlendiği TCK 233’e göre:

  1. Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmemek
  2. Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk etmek
  3. Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokmak fiilleri suç oluşturan davranışlardır. Yukarıda anılan bu davranışların her biri aile birliğini bozma suçu oluşturmakta ve TCK kapsamında cezalandırılmayı gerektirmektedir.

Mesajla Rahatsız Etmenin Cezası Nedir?

Mesajla rahatsız etmek fiili doktrin ve uygulamada TCK 123 hükmünde belirtilen “ısrarla telefon edilmesi” kapsamına dahil edilmektedir. Bu yalnızca doktrinin görüşü olmayıp Yargıtay’ın da bu yönde çok sayıda kararı mevcuttur. 

Mesajla rahatsız etmek hem SMS hem de Whatsapp, Telegram vb. anlık mesajlaşma sağlayan uygulamaları yoluyla da işlenebilecek bir suç davranışıdır. 

Mesajla rahatsız etmenin cezası kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun düzenlendiği TCK 123 maddesi uyarınca üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. 

Rahatsız olduğunu bilerek bir kişiye ısrarla çağrı veya mesaj göndermek hukukumuzda ısrarlı takip olarak bilinen ve stalking olarak da adlandırılan fiilin işlenmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda Kadını ve Aileyi Koruma yasası gereği uzaklaştırma vb. koruma tedbirleri verilebilmektedir. Mesajla rahatsız edilen kişilerin Aile mahkemesine bir dilekçe ile uzaklaştırma kararı talep etmeleri mümkündür.

Rahatsız Eden Birini TCK 123 ile Nitelendirebilir miyiz?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bir kimsenin bu amaçla kanunda belirtilen fiillerin işlenmesi suretiyle rahatsız edilmesi suretiyle işlenmektedir. Israrla bir kimseye telefon edilmesi, mesaj atılması, zilinin çalınıp kaçılması vb. hukuka aykırı bir davranışın işlenmesi bu suçu oluşturmaktadır. İfade edildiği üzere suçun oluşması için işlenen fiilin kişide bıraktığı psikolojik etki doğal olarak rahatsız edicidir. Ancak her rahatsız edici davranışın TCK 123 ile nitelendirilmesi de mümkün olmayacaktır. Bunun için davranışın ısrar derecesinde tekrarlanmış olması, örneğin failin uyarılmasına rağmen davranışına devam etmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle hukuka aykırı bir fiilin bulunduğunu iddia edebildiğimiz hallerde rahatsız edici davranışı sebebiyle failin TCK 123 huzur ve sükun bozma suçundan şikayet edilmesi mümkün olacaktır. 

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Dilekçesi Nasıl Yazılır?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu dilekçesi şikayet dilekçesi olarak Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmalıdır. Dilekçede suç ve suç tarihi belirtilmelidir. 

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu dilekçesinde suç oluşturan davranışların açıklamalar bölümünde açık ve net bir şekilde ifade edilmesi önemlidir. Zira savcı bu açıklamalara binaen suçun soruşturmasını başlatacaktır. Dilekçede suçun doğru ifade edilememesi, işlenen fiillerin gerekli bütün ayrıntılarıyla yazılmaması hak kayıplarına neden olabilecektir. Bu hususta şikayet dilekçesi yazımında ceza avukatından destek almak faydalı olmaktadır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Dilekçe Örneği

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA,

ŞİKAYETÇİ :

ŞİKAYET OLUNAN :

SUÇ : TCK 123 kişilerin huzur ve sükununu bozma.

SUÇ TARİHİ :

AÇIKLAMALAR :

Şikayet olunan A.Y 02/01/2020 tarihinde … adlı web sitesinden tanışmış olup bundan bir hafta sonra 09/01/2020 tarihinde telefon numaralarımızı paylaşarak Whatsapp üzerinden mesajlaşmaya başladık. Ancak kendisi ile yaptığımız görüşmelerde uyuşmadığımızı, dünya görüşlerimizin farklı olduğunu anladım. Bana karşı “Sen kimsin ki beni etkileyebilesin?” “Sen çok pasifsin.” ve işyerim ile ilgili “İstediğin pozisyona asla gelemeyeceksin.” gibi rahatsız edici ifadelerde bulunması sebebiyle de EK-1’de sunmuş olduğum ekran görüntüsünde de görüleceği üzere kendisine 28/02/2020 tarihinde artık görüşmek istemediğimi açıkça bildirdim. Kendisine görüşmek istemediğimi ve rahatsız olduğumu defalarca ifade ettim. Ancak uyarılarıma rağmen 28/02/2020 tarihinden bu yana her gün ısrarla arayan, SMS, Whatsapp mesajları atan, adımı ve soyadımı bildiği için sosyal medya hesaplarımı bularak buralardan istek gönderen, engellememe rağmen yeniden hesap açarak mesajlar atan A.Y adlı şahıstan şikayetçiyim. 

HUKUKİ NEDENLER : 5237 S. K.  ve ilgili mevzuat.

NETİCE ve TALEP : Yukarıda izah olunan nedenlerle şikayetçi olduğum A.Y adlı şahsın fiillerinin TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını talep ederim. (…/…/…..)

EKLER :

1- Şikayetçi olunan şahıs ile yapılan mesajlaşmaların ekran görüntüleri.

ŞİKAYETÇİ

İMZA

Yukarıda örneğini vermiş olduğumuz, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu dilekçesi yaşanılan vakıaya göre şekillenecektir. Vakıanın ayrıntıları dilekçenin açıklamalar bölümünde kısa ve öz olarak ifade edilmelidir. Mümkünse şikayetçinin, şikayet dilekçesi yazımında alanında uzman bir ceza avukatından yardım alması önerilir. 

Topo Hukuk Bürosu tecrübeli ceza avukatları ile müvekkillerine avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Rahatsız edildiğinizi düşünüyor ve şikayette bulunmak istiyorsanız iletişim sayfasından bizlere ulaşabilir, süreç hakkında bilgi almak için Avukata Sor hizmetimizden faydalanabilirsiniz. 

Yayım tarihi: 28 Oca 2017