Manevi tazminat davası haksız bir fiil sonucu bireyin şahıs varlığında meydana gelen kayıpların tazmin edilmesi amacıyla açılacak olan dava türüdür. Şahıs varlığında bir kayıp meydana gelmesi bireyin kişisel değerlerinde meydana gelen eksilmeyi, haksız eylem sonucu yaşadığı acı, üzüntü ve ızdırabı ifade etmektedir. Bireyin bu manevi kaybı haksız fiilden doğabileceği gibi sözleşmeden de doğabilir. Nitekim 6098 s. TBK m.114 f.2’de de bu husus açıkça belirtilmektedir. Bu hükme göre haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulama alanı bulacaktır.
Manevi tazminat davası açmak için buna sebep olan haksız fiilin hangi varlığa yöneldiği önemsizdir. Diğer bir deyişle tazminat davasına konu olan haksız fiil şahıs varlığına veya malvarlığına yönelebilir. Burada önemli olan her halde haksız fiilin manevi bir zarara sebep olmasıdır. Manevi tazminat davası işte bu manevi zararın giderilmesine hizmet edecektir.
İçindekiler
Manevi Tazminat Davası Açılma Sebepleri
Manevi tazminat davası açılma sebeplerinden ikisini yukarıda belirttik. Bunlar haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık idi. Bununla birlikte hukukumuzda birtakım kusursuz sorumluluk halleri öngörülmüş bulunmaktadır. Bu kusursuz sorumluluk hallerinde de bazı manevi zararlar meydana gelebilmektedir. Zarara uğrayan, bu hallerde manevi tazminat davası açarak hakimden zararının giderilmesini talep edebilmektedir.
Özel hayatın gizliliği, kişilik haklarının ihlali gibi durumlarda da bireyler manevi zararlarının giderilmesini isteyebilir. Bu husus özellikle basın yoluyla kişilik haklarının ihlal edildiği durumlarda önem kazanmaktadır zira burada basın özgürlüğü ile çatışma yaşanacaktır. Böyle bir durumda çatışan yararlardan hangisinin korunmaya değer olduğu araştırılacak ve basın özgürlüğü kapsamında yapılan yayınlar hakkında manevi tazminata hükmedilemeyecektir.
Boşanma davasında da taraflar birbirinden maddi manevi tazminat talebinde bulunabilmektedir. Bunun için kusursuz veya daha az kusurlu tarafın tazminat talebinde bulunması gerekir. Bununla birlikte bir suç işlendiğinde buna ilişkin fiil manevi tazminat davasını da gerektirebilmektedir.
Manevi tazminata sebep olayların en önemlilerinden biri de iş kazalarıdır. İş kazası sebebiyle maddi manevi tazminat talepli davalar uygulamada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Son olarak önemle belirtmemiz gerekir ki telif ve marka hakkı gibi fikri ve sınai haklarının ihlal edilmesi halinde de bireyler manevi tazminat davası açarak zararlarının tazminini talep edebilmektedir.
Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?
TBK manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminatta olduğu gibi açıkça bir düzenleme yapmamıştır. Yalnızca hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak uygun bir miktarın belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Fakat manevi tazminat belirlenmesinde de maddi tazminatta olduğu gibi hakim tarafların kusurluluk oranları ile mali durumlarını göz önüne almak durumundadır. Tarafların mali durumları ile yakından bağlantılı olan sosyal statüleri, tanınırlık durumları da manevi tazminat belirlemesine etki edebilecektir. Bunların yanında meydana gelen zararın büyüklüğü de ilk olarak değerlendirilmesi gereken hususlardandır.
Manevi tazminat davasında hesaplama yapılırken o döneme dair paranın satın alma gücü ile ülkenin ekonomik şartları da göz önünde bulundurulmalıdır.
Manevi Tazminat Davasını Kimler Açabiliyor?
Manevi tazminat davası haksız fiili işleyen kişiye karşı haksız fiilin muhatabı olan kimse tarafından açılabilir. Diğer bir deyişle haksız fiile uğrayan kimse bu fiil sonucunda meydana gelen zararının tazminini talep etme hakkına sahiptir. Fakat öyle durumlar olur ki, işlenen fiil neticesinde bu fiile uğrayan ağır bedensel zarar geçirir veya bu kimsenin ölümü ile sonuçlanır. Böyle bir durumda maddi manevi tazminat davası ölen kimsenin destekte bulunduğu kişilerce açılabilecektir. Bu tazminat davası destekten yoksun kalma tazminatı olarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte ağır bedensel zarar ve ölüm halinde zarar gören veya ölenin yakınları da TBK m.56 gereği manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.
Manevi Tazminat Davası Nerede Açılır?
Manevi tazminat davası haksız fiil sebebine dayalı olarak açılıyorsa görevli mahkeme hukuk mahkemeleridir. HMK m.2 ile dava konusunun değer ve miktarı incelenmeksizin malvarlığı ile şahıs varlığına ilişkin davalara bakmakla asliye hukuk mahkemesi görevlendirilmiştir. Fakat ticari bir iş veya fiilden kaynaklanan tazminat davaları asliye ticaret mahkemesinde açılmalıdır.
Manevi tazminat davasının nerede açılacağına ilişkin soru ise mahkemelerin yetkisine ilişkin olup HMK m.6 ile düzenlenmiştir. Buna göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak davalının tüzel kişi olması halinde dava tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılacaktır.
Bazı hallerde davalı sayısı birden fazla olabilir. Böyle bir durumda maddi manevi tazminat davası herhangi birinin yerleşim yerinde açılabilecektir. Sözleşmenin ihlaline ilişkin maddi manevi tazminat davalarının yerleşim yeri haricinde sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılması da mümkün kılınmıştır. Haksız fiile dayanan tazminat istemlerinde ise haksız fiilin işlendiği yerde, zararın meydana geldiği yerde veya zarar görenin yerleşim yerinde dava açılabilecektir.
Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Manevi tazminat davası hesaplama konusunda mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Manevi tazminat adından da anlaşılacağı üzere yaşanan tazminata sebep olan olay neticesinde kişide meydana gelen acı, elem ve ızdırabı ifade etmektedir. Bu duygular davaya sebep olan olaya göre değişebileceğinden, her davada ayrıca belirlenecektir.
Dikkat edilmelidir ki manevi tazminat ile kişilerin zenginleşmesi değil uğramış oldukları manevi kaybın giderilmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla ölçülülük ilkesine uygun bir hesaplama şarttır. Bununla birlikte meydana gelen olayın şartları da manevi tazminatın hesaplanmasında önemli bir etkendir. Nitekim ölüm ile sonuçlanmış bir olayla yalnızca kısa süreli bir tedavi ile etkileri ortadan kalkabilecek bir kazanın meydana getirdiği manevi sonuçlar bir olmayacaktır.
Manevi Tazminat Zamanaşımı
Manevi tazminat zamanaşımı için Kanunda tek bir süre öngörülmemiştir. Bu sebeple manevi tazminata sebep olan fiile göre bir zamanaşımı süresi belirlenecektir. Sözleşme hükümlerinin ihlali neticesinde açılacak maddi manevi tazminat davalarında tazminat istemi on yıllık zamanaşımına tabidir. Manevi tazminat davası açma sebebi haksız fiil ise zarar gören fiili ve haksız fiili işleyen tazminat yükümlüsü kimseyi öğrenmesinden itibaren iki yıl içerisinde dava açmalıdır. TBK m.72 gereği her halde fiilin işlenmesinden on yıl geçmekle manevi tazminat zamanaşımına uğramaktadır. Fakat manevi tazminata esas teşkil eden fiil aynı zamanda bir suç oluşturuyor ve ceza kanunlarında bu sürelerden daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olabilir. Bu durumda ceza kanunlarındaki bu dava zamanaşımı süresi manevi tazminat zamanaşımı süresi olarak kabul edildiğinden tazminat alacaklısı bu sürede dava açmak durumundadır. Bu halde de zamanaşımı fiilin ve failin öğrenildiği günden itibaren başlamaktadır.
Manevi tazminat davasının boşanma davası ile de açılabileceğini yukarıda belirtmiştik. Buna göre tazminat isteminde bulunacak olan tarafın boşanma davası ile birlikte veya boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde maddi manevi tazminat isteminde bulunması gerekir. Aksi halde manevi tazminat hakkı zamanaşımına uğrayacaktır.
Manevi Tazminat Davası Harç Ücreti Hakkında
Manevi tazminat davası açarken ödenecek harç bedeli başvuru harcı, keşif ve tanık giderleri ile bilirkişi ücretini kapsamaktadır. Manevi tazminat davası harç ücreti davanın açıldığı mahkeme ve dava değerine göre belirlenir. Dava değerinden kasıt açılan dava ile ne kadar manevi tazminat talep ettiğinizdir. Bu sebeple manevi tazminat davası harç ücreti hakkında bilgi almak için dosyanızla ilgili olarak avukatınıza danışabilirsiniz.
Manevi Tazminat Vekalet Ücreti
Manevi tazminat davalarında vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) uygun olarak belirlenmelidir. AAÜT m.10 uyarınca manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenir. Bu belirleme Tarifenin 3.Kısmına göre yapılacaktır.
Manevi tazminat davalarında davanın kısmen reddi halinde karşı taraf vekili lehine Tarifeye göre belirlenecek olan ücret davacı vekili lehine hükmedilecek ücretten fazla olamaz.
Manevi Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
Manevi tazminat davası ne kadar sürer sorusuna kesin bir cevaplandırma yapmak mümkün değildir. Dava en başta incelendiği yargı yerinin iş yükü ve yoğunluğuna göre, manevi zararın ispatlanması açısından başvurulan keşif, bilirkişi incelemesi, itirazlar, tanıklar vb. etkenler de dikkate alınarak tamamlanır. Anılan etkenlerin manevi tazminat dava süresini azaltıp artırabileceği söylenmekle birlikte davanın ortalama bir-iki yıl içerisinde sonuçlanması öngörülmektedir.
Manevi tazminat davası süresinin kısa sürede sonuçlanması için davanın takibinde alanında uzman bir avukata vekalet verilmesi önemlidir. Hukuk bilgisi yeterli olmayan kimseler tarafından açılan davalarda yapılan usul hataları dava süresinin uzamasına ve davanın usulden reddine sebep olabilmektedir. Hak kayıplarının yaşanmaması için sürecin avukat tarafından takip edilmesi önemlidir.
Manevi Tazminat Davası Nasıl Açılır?
Manevi tazminat davası, dava açmaya yetkili kimse veya temsilcisi tarafından görevli ve yetkili mahkemeye verilecek bir dilekçe ile açılacaktır. Tazminat talep eden kimse mahkemeye manevi zararını ve talebini açıklayan dilekçesi ile yargılama giderlerini yatırarak manevi tazminat davasını açabilir.
Dilekçenin bir avukat yardımı ile yazılması tazminat davasının seyri bağlamında önem arz etmektedir. Zira dava dilekçesi her davada davanın seyrini etkileyen en önemli etkenlerdendir. Burada yapılacak bir hata, dava delillerinde belirtilmeyen bir eksiklik davanın olumsuz sonuçlanmasına sebep olabilmektedir.
Topo Hukuk Bürosu maddi manevi tazminat davası avukatlık ve danışmanlık hizmetimiz için tıklayınız.
Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği
İnternet üzerinde çeşitli manevi tazminat davası dilekçe örneği bulunmakla birlikte her olayın ve manevi tazminat sebebinin birbirinden farklı olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Dilekçede belirtilmesi gereken hususlar, ispat yolları ve deliller ile dilekçenin yöneltilmesi gereken mahkeme somut olayın kendi özelliklerine göre değişiklik gösterecektir.
Manevi tazminat davası dilekçesinde davacı manevi zarara uğrayan, davalı ise manevi zarara yol açan kimsedir. Dilekçe hazırlanırken dava değerinin açık ve net belirtilmesi gerekmektedir. Talepte bulunan davacı manevi zararına ilişkin açıklamaları yapmalı ve ilgili delilleri dilekçesine eklemelidir.
Manevi tazminat davası dilekçesi hazırlanırken dikkat edilmesi gereken bir husus da dava değeridir. Manevi tazminat olarak dilekçede belirtilen miktardan fazlasına karar verilemez ve bu miktarın dilekçeler aşamasından sonra artırılması mümkün değildir. Bu sebeple manevi zararın özenle belirlenmesi gerekmektedir.
Manevi Tazminat Şartları Hakkında
Manevi tazminat şartları maddi tazminattan farklı olarak malvarlığında azalmayı değil de kişilik haklarında bir zarar meydana gelmesini aramaktadır. Manevi tazminat şartı, kişilik haklarına yöneltilmiş bir tecavüz doğrultusunda kişinin manevi acı ve ızdırap ile elem duyması ve bu suretle yaşama zevkinde bir azalma meydana gelmesidir. Kişinin ruh bütünlüğü, beden sağlığı ve bütünlüğü, yaşamı vb. üzerinde kişilik haklarına yapılan saldırı neticesinde manevi acı duyması manevi tazminat için gerekli ve yeterlidir.
Manevi Tazminat Örnekleri
· Trafik Kazası Manevi Tazminat
Trafik kazası karayolları üzerinde hareket halinde olan bir veya daha fazla aracın karıştığı ölüm yaralama ya da maddi zarar meydana getiren olaylardır. Trafik kazalarında yaşanan olayın ağır sonuçlarından bir tanesi de kişinin ruh dünyasında meydana gelen sarsılmadır. Bu manevi zararın karşılanması amacıyla trafik kazasında hatalı olan tarafa manevi tazminat davası açmak mümkündür.
Trafik kazalarında yaralanan kimse kazadan dolayı manevi dünyasında meydana gelen eksilmenin tazminini talep edebilir. Yaralanmalı trafik kazalarında manevi tazminat davası kazanın gerçekleşmesinden itibaren 8 yıl içerisinde açılmalıdır.
· Ölümlü Trafik Kazası Manevi Tazminat
Trafik kazasının ölümle sonuçlanması halinde manevi tazminat talep etme hakkı ölenin yakınlarına aittir. Ölümlü trafik kazalarında manevi tazminat ölenin yakınlarının duydukları elem, acı ve ızdırap dolayısıyla talep edilir. Ölenin yakınları annesi, babası, eşi, çocukları, nişanlısı olabilir. Manevi tazminat talep edebilmek için akrabalık bağı aranmamıştır.
Ölümlü trafik kazası manevi tazminat talepleri için Türk Ceza Kanununda 15 yıllık dava zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Kaza tarihinden itibaren 15 yıl içerisinde manevi tazminat talebi ileri sürülmelidir.
· Haksız Tutuklama Manevi Tazminat
Tutuklama Ceza Muhakemesi Kanunu m.100’de düzenlenen bir koruma tedbiridir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı halinde sanık veya şüphelinin tutuklanmasını gerektiren bir sebep varsa haklarında tutuklama kararı verilebilir.
- Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması, kaçacağı düşüncesi uyandıran somut olguların varlığı,
- Şüpheli veya sanığın davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünde kuvvetli şüphe oluşturması
- Şüpheli veya sanığın tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması yönünde kuvvetli şüphe varsa tutuklama sebebi oluşmuş sayılır.
Kanuni şartlar oluşmadan yapılan tutuklama haksız tutuklama olarak kabul edilir. Haksız tutuklama manevi tazminat yükümlüsü Devlettir. Diğer bir ifadeyle haksız tutuklama manevi tazminat davası yalnızca Devlet aleyhine açılabilir. CMK m.141 uyarınca hakkında koruma tedbiri uygulanan kimse aşağıdaki hallerde haksız tutuklama sebebiyle manevi tazminat talep edebilir:
- Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yapılan tutuklama veya tutukluluğun devamına karar verilmesi
- Tutuklamanın kanuni hakları hatırlatılmadan ya da kanuni hakları hatırlatılmasına rağmen haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden yapılması
- Kanuna uygun olarak tutuklanmasına rağmen makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmaması ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmemesi
- Kanuna uygun olarak tutuklanıp hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verilmesi
- Mahkum olup da tutuklulukta geçen süresinin hükümlülük süresinden fazla olması veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın para cezası olması sebebiyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılması
- Tutuklama sebebi ve hakkındaki suçlamalar kendisine yazıyla veya bunun hemen mümkün olmadığı durumlarda sözlü olarak açıklanmaması
- Tutuklanmasının yakınlarına bildirilmemesi
- Tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülmüş olan başvuru imkanlarından yararlandırılmaması.
· Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karardan Doğan Manevi Tazminat
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar savcılık tarafından yürütülen soruşturma neticesinde olaya ilişkin verilen takipsizlik kararıdır. Savcı soruşturma sonucunda yeterli delil elde edilememesi sebebiyle kamu dava açılmasına gerek duymadığı hallerde dosya hakkında takipsizlik kararı verir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan doğan manevi tazminat ilgili soruşturma sürecinde şüpheli hakkında yakalama veya tutuklama işlemleri yapılması halinde talep edilebilir. Kişinin bu koruma tedbirleri dolayısıyla yaşadığı üzüntü ve korku giderilmesi gereken bir manevi zarardır.
Şüpheli hakkında uygulanan bu koruma tedbirleri sebebiyle meydana gelen manevi zararını Devletten isteyebilir.
· Ceza Davasında Manevi Tazminat Talebi
Ceza davasında manevi tazminat talebi işlenen suç sebebiyle mağdurda meydana gelen manevi zararın karşılanması amacıyla söz konusu olabilmektedir. Ancak manevi tazminat bir hukuk davası olup ceza davasından ayrı olarak şahıs varlığında bir azalmaya uğrayan tarafça açılmalıdır. Ceza davasına konu olayın ölümle sonuçlanması halinde manevi tazminat talebini ölenin mirasçıları açabilir.
Ceza davasında manevi tazminat talebinin ileri sürülebileceği süre davaya konu olayın gerektirdiği suça göre belirlenecektir. Bir diğer deyişle manevi tazminat zamanaşımı ceza kanunda belirlenen dava zamanaşımı süresidir.
· İftira Manevi Tazminat Hakkı
İftira TCK 267’de düzenlenen yetkili makamlar karşısında bir kimsenin haksız yere isnat altında bırakılmasını ifade eden suç tipidir. Bir kimse yetkili makamlara şikayette bulunmak veya ihbar etmek suretiyle ya da basın yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde bir başkasının hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil isnat ederse iftira suçu işlemiş sayılır. Fiilin maddi eser ve delil uydurulması yoluyla işlenmesi halinde de iftira suçu oluşur.
İftira suçu işleyen kimsenin TCK kapsamında cezalandırılması yanında fiilin yöneldiği mağdurun iftiradan doğan manevi zararlarının tazminini talep etme hakkı da bulunmaktadır.
İftira manevi tazminat hakkı zamanaşımı mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlayacaktır.
· Kişilik Haklarına Saldırıdan Dolayı Manevi Tazminat
Kişilik hakları insanın insan olması dolayısıyla sahip olduğu sağlık hakkı, bedensel bütünlük, şeref ve haysiyetin korunması gibi hakları ifade etmektedir. Kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde hukuk düzeni saldırının önlenmesi, saldırıya son verilmesi, saldırının tespiti ile tazminat davası açma haklarını tanımıştır. Buna göre örneğin hakaret, iftira gibi eylemlerden dolayı kişinin onur, şeref ve haysiyetinin zedeleneceği açık olup kişilik hakkına saldırıdan söz edilebilir.
Kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat talep etme hakkı Türk Medeni Kanunu m. 25’de düzenlenmiştir. Buna göre hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse manevi tazminat isteminde bulunabilir. Kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat talebi bir saldırının meydana gelmesi, saldırıdan dolayı manevi bir zarar ortaya çıkması, saldırıyı gerçekleştirenin kusurlu olması halinde ileri sürülebilir.
· Boşanmada Manevi Tazminat
Evlilik birliğinin sona erme sebeplerinden biri olan boşanma taraflar için oldukça yıpratıcı bir süreç olabilmektedir. Boşanma kararı alınıncaya kadar geçen sürede tarafların birbirlerine karşı saygılarını yitirmeleri, kişilik haklarını zedeleyici davranışlarda bulunmaları, birbirleri üzerinde manevi acı ve ızdırap yaratmaları söz konusu olabilmektedir. Bu hallerde boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu taraftan manevi tazminat talep etmesi mümkündür.
Boşanmada manevi tazminat hakkı TMK m.174 ile tanınmıştır. İlgili maddeye göre boşanmada manevi tazminat şartları:
- Hakim tarafından alınan boşanma kararı bulunmalıdır.
- Taraflardan boşanmada kusursuz ya da daha az kusurlu olan manevi tazminat istemiyle dava açmış olmalıdır.
- Manevi tazminat talep eden tarafın boşanma sebebiyle kişilik hakları zedelenmiş olmalıdır.
- Kişilik haklarında meydana gelen zarar ile boşanma arasında bağlantı bulunmalıdır.
- Boşanmada manevi tazminat talebi boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmüş olmalıdır.
Boşanmada manevi tazminatın belirlenmesi tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurluluk oranı, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ve dönemin paranın alım gücüne bağlı olarak yapılacaktır.
· İş Kazasından Doğan Manevi Tazminat
İş kazası da maddi manevi tazminat davasına konu olmaktadır. İş kazası kavramı 5510 s. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.13’te açıklanmıştır. İlgili madde uyarınca iş kazası kanunda sayılan zamanlarda meydana gelen ve sigortalı işçinin hemen veya sonrasında bedenen veya ruhen zarara uğramasına sebep olan olayı ifade etmektedir. Kanuna göre bir vakanın iş kazası sayılabilmesi için:
Sigortalı işçinin işyerinde bulunduğu sırada,
İşverence yürütülen bir iş sebebiyle sigortalı işçi kendi ad ve hesabına bağımsız çalışmaktaysa yürüttüğü iş sebebiyle,
Bir işverene bağlı çalışan sigortalı işçinin görevlendirilerek başka bir yere gönderildiği ve fakat asıl içini yapıyor olmadığı sürede,
Emziren sigortalı kadın işçinin iş mevzuatı kapsamında çocuğuna süt vermek için kendisine ayrılan zamanda,
Sigortalı işçilerin işverence kendilerine sağlanan taşıt ile işe gidiş geliş sırasında yaşanması gerekmektedir. Bu hallerde iş kazasına dayalı olarak yetkili iş mahkemelerinde tazminat davası açılabilir.
İş kazası tazminat davası zamanaşımı süresi TBK m.146 gereğince olayın meydana geldiği tarihten itibaren on yıldır. On yıl içerisinde manevi tazminat isteminde bulunulması gerekmektedir.
Konuyla ilgili olarak ilginizi çekebileceğini düşündüğümüz “Meslek Hastalığı Tazminatı” makalemizi okuyabilirsiniz.
· Haksız Fiil Manevi Tazminat
Haksız fiil manevi tazminat sebeplerinden birisidir. Hukuka aykırı bir fiili ile kusuruyla bir zarara sebep olan kimsenin Türk Borçlar Kanunu m.49 uyarınca bu zararı gidermesi gerekmektedir.
Hukuka aykırı fiil sonucunda bir kimsenin yaşadığı acı, ızdırap ve elem dolayısıyla manevi dünyasında meydana gelen zarar haksız fiil manevi zararıdır. Manevi zarar kişinin şahıs varlığına yönelik vücut bütünlüğü gibi maddi ve şeref haysiyeti gibi manevi bütünlüğünde meydana gelen zararlardır. Bununla birlikte manevi zarar kişinin şahıs varlığına veya malvarlığına yönelik haksız fiillerde söz konusu olabilmektedir. Bir kimsenin değerli bir tablosunun parçalanması örneğinde olduğu gibi malvarlığına yönelen haksız fiillerin de kişide üzüntü, ızdırap yaratması mümkündür. Bu zararı doğuran haksız fiil manevi tazminat yoluyla giderilmelidir.
· Mahkeme Kararının Uygulanmamasından Ötürü Manevi Tazminat
Anayasa m.138 uyarınca yasama ve yürütme organları ile idare verilmiş mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Sayılan makamların mahkeme kararlarını değiştirmesi veya uygulanmasını geciktirmeleri mümkün değildir.
Mahkeme kararlarının uygulanmamasından ötürü manevi tazminat istem hakkı ise İdari Yargılama Usulü Kanunu m.28’de “Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir” şeklinde ifade edilmiştir. İdari yargı mercileri tarafından verilen mahkeme kararlarının uygulanmasını idareye bırakmak, hukuki ve maddi bir imkansızlık söz konusu olmadığı sürece kararın gereğinin yerine getirileceği varsayımına dayanmaktadır. Ancak yerine getirilmemesi halinde bir güvence olarak tazminat hakkı bulunmaktadır.
· Özel Hayatın Gizliliği Manevi Tazminat
Kişilerin özel hayatının gizliliğinin ihlal etmek TCK m.134 kapsamında suç oluşturmaktadır. Kişilerin özel yaşamı hukuk düzeni tarafından korunmaktadır. Herkes özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
Özel hayatın gizliliği ihlal edildiğinde aslında bir haksız fiil de meydana gelmiş olmaktadır. Haksız fiili ile bir zarar meydana getiren fail bu zararı tazminle yükümlü olacaktır. Diğer bir ifadeyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlendiğinde TCK kapsamında failin cezalandırılmasının yanında manevi tazminat talebinde de bulunulması mümkündür.
· Haksız İcra Takibi Manevi Tazminat
Borcunu gereği gibi yerine getirmeyen borçluya karşı alacaklı, alacağını Devlet gücü ile alabilmek için icra takip yoluna başvurur. Borçlu olmayan kimseye karşı açılan icra takibi ise haksız icra takibi olarak değerlendirilmektedir. Borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi başlatılan kimsenin takipten doğan üzüntü ve ızdırabının meydana getirdiği manevi zararının giderilmesini talep etmesi mümkündür.
Hakkında başlatılan haksız icra takibinin kişilik haklarını zedelemesi dolayısıyla kişilik haklarına yapılan ihlal ile orantılı olarak zenginleşmeye yol açmayacak bir miktar paranın ödenmesine karar verilir.
· Evlenme Vaadiyle Kandırma Manevi Tazminat
Evlenme vaadiyle kandırma manevi tazminat talep edilebilmesi için hukuken geçerli bir evlilik vaadi ve bundan doğan manevi bir zararın bulunması gerekmektedir. Hukuken geçerli olan evlilik vaadi nişanlılıktır. Nişanın bozulmasından dolayı TMK m.121 uyarınca kişilik hakkı zarara uğrayan taraf kusurlu taraftan manevi tazminat talep edebilir.
Nişanlılık haricinde evlenme vaadiyle kandırma suretiyle haksız bir fiilin işlenmesi halinde manevi tazminata hükmedilmez. Evlenme vaadiyle kandırarak cinsel birliktelik, birlikte yaşama suretiyle ortak yaşam sürme gibi hallerde bir zorlama ve kişilik haklarına saldırı söz konusu olmamaktadır. Reşit bir kimsenin durumun şartlarını algılama yeteneği yerinde ise evlilik vaadiyle kandırma manevi tazminatı talep edemez. Algılama yeteneği gelişmemiş kişilere karşı işlenen davranışların ise şartları varsa suç oluşturması sebebiyle ceza yargılamasına konu edilmesi gerekmektedir.
· Kaskoda Manevi Tazminat
Kaskoda manevi tazminat hususu zorunlu trafik sigortasının manevi zararları karşılamaması dolayısıyla önem arz eden bir konu haline gelmiştir. Bir trafik kazası dolayısıyla üçüncü kişilere gelen maddi zararların karşılanması trafik sigortasıyla mümkün olabilirken manevi zararın talep edilmesi durumunda kişi maddi anlamda zor duruma düşebilmektedir. Ancak Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (İMM) kapsamında yapılacak ek sözleşme ile manevi zararların da kasko kapsamına alınması mümkündür. Bu husus hukuki dayanağını Kasko Genel Şartları A.4 maddesinde “Sigorta poliçesinde yukarıda sayılmayan ve bu Genel Şartlarda teminat dışında kalan zararlar arasında düzenlenmeyen rizikolar için de ek sözleşme ile teminat sağlanabilir.” ifadesinden almaktadır.
· Soybağının Reddi Davası Manevi Tazminat
Erkek eşin çocuğun kendisinden olmadığı iddiasıyla babalık karinesini çürütmek için çocuğa ve anaya karşı açtığı dava soybağının reddi davasıdır. TMK uyarınca evlilik birliği içerisinde veya evlilik birliğinin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. Babalık karinesi olarak adlandırılan bu karinenin çürütülmesi ise soybağının reddi ve nüfus kaydının düzeltilmesi davası yoluyla mümkün kılınmıştır.
Kural olarak soybağının reddi davası manevi tazminat talep edilebilen bir dava türü değildir. Ancak uygulamada haksız fiil sonucunda manevi zarara uğradığı gerekçesiyle manevi tazminat talebiyle karşılaşılmaktadır. Belirtmek gerekir ki her halde manevi tazminat koşullarının olaya göre tek tek incelenmesi gerekmektedir. Erkek eşin bilgisi olmasına rağmen boşanmadan sonra biyolojik babası olmadığı için haksız fiil ileri sürerek manevi tazminat talep etmesi söz konusu olamayacaktır. Ancak aldatmaya dayalı olarak verilen boşanma kararına istinaden manevi tazminat talep edilmesi mümkündür.
Soybağının reddi davasının davalısı olan ananın iffetsiz olduğunun ileri sürülmesi dolayısıyla kişilik haklarının zarara uğradığı gerekçesiyle manevi tazminat talep etmesi de söz konusu olabilmektedir. Yargıtay bu hususta soybağının reddi davası açmanın erkek eş için anayasal bir hak olduğu ve kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği görüşündedir.
Topo Hukuk Bürosu maddi manevi tazminat davalarında müvekkillerine avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Manevi zararınız ve hukuki süreç hakkında detaylı bilgi almak için Avukata Sor hizmetimizden faydalanabilir, iletişim sayfasından randevu talebi oluşturabilirsiniz.