Yazımızda haksız rekabet nedir, haksız rekabet davaları, örnekleri ve halleri, Türk ticaret kanununda bulunan hükümler ve yargıtay kararları baz alınarak yazılmıştır.
Haksız rekabet nedir sorusundan cevaplamaya başlayalım. Haksız rekabet davaları, Türk Ticaret Kanunu 54.madde ve ilerisinde düzenlenmiştir. İlgili maddede rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı değerlendirilmiştir. Yani bu düzenleme ile, rakipler ve tedarikçiler ile müşteriler arasındaki haksız ve hukuka aykırı davranışlar ve rekabet önlenmek istenmiştir. 56. maddenin gerekçesine göre ise haksız rekabet kavramı “suistimal” olarak tanımlanmıştır. Kanunda böyle bir düzenlemeye gidilmesindeki amaç, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanmasıdır.
İçindekiler
Haksız Rekabet Halleri Nelerdir?
Haksız rekabet Ticaret Hukuku’nun konusunu oluşturur. Rekabet, kanunen desteklenmekle birlikte sınırları da yine kanunla çizilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 55’te haksız rekabet halleri başlıcaları sıralanmıştır. Biz bu yazımızda maddenin tamamını almamakla birlikte, 55.maddenin bentlerinde sayılmış olan haksız rekabet halleri konusunada değiniyoruz:
- a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
- b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek
- c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma
- d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek
- e) İş şartlarına uymamak
- f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak
İşte bu maddelerle belirttiğimiz haksız rekabet halleri, haksız rekabetin görünüm biçimleridir. Haksız rekabet pek çok farklı biçimde karşımıza çıkmaktadır, sınırlı sayı ilkesi haksız rekabet konusunda uygulanamayacaktır. Maddede de belirtildiği üzere, bu saydıklarımız tamamını değil, başlıcalarını oluşturmaktadır.
En basit haliyle karşı dükkanın mallarını kötüleyerek ve kendi mallarını överek satış yapan bir ayakkabı mağazası, dürüstlük kuralına aykırı reklam ve satış yöntemi yürütmüş olur. Pazarlarda veya birtakım dükkanlarda çok düşük fiyata marka olduğu söylenerek bazı giyim ürünlerinin satışı yapıldığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Burada aslında marka olmayan ürünlerin satıldığı ve bazen gerçekten de markaların logolarının kıyafetlere basıldığı görülür. Bu noktada yanıltıcı beyan bildirerek satış yapılmaktadır diyebiliriz. Bir başka örnekle devam edelim. Bir kimse, internet üzerinden satış yapmaktadır. Mallarını diğer firmaların ücretlerinden çok daha uygun fiyata satarak, kargo ücretlerini olduğundan daha yüksek göstermektedir. Kendi payını da yükseltmiş olduğu oranda kargo ücretlerinden çıkarmaktadır. İşte burada karşılaştığımız eylem de bir haksız rekabet örneği olarak karşımıza çıkar.
Haksız Rekabet Davaları ve Örnekleri
Haksız rekabet örnekleri, haksız rekabet pek çok insanı maddi veya manevi zararlara uğratabilmektedir. Haksız rekabet davaları TTK madde 56’da sayılmaktadır. Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek kişiler
- a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini
- b) Haksız rekabetin men’ini
- c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını
- d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini
- e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilmektedirler. Üstelik ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de bu davaları açabilmektedirler.
Özetleyecek olursak haksız rekabete maruz kalmış kimse, bunun tespitini isteyebilecektir. Ayrıca haksız rekabet davaları işlemlerini başlatmak için rekabetin men’i davası açarak haksız rekabet fiilinin ortadan kalkmasını talep edebilir. Bunların yanında kişi maddi veya manevi tazminat davaları da açabilecektir.
Açılabilecek davalardan bahsederken belirtmemiz gereken bir husus da adam çalıştıranın sorumluluğudur. Adam çalıştıran, çalışanlarından dolayı sorumludur. Çalışanını seçerken ve işlerini yürütürken gerekli önlemleri almış ve denetlemelerini yapmış olmak zorundadır. Bu sebeple haksız rekabet fiili işlerini gördükleri sırada çalışanlar tarafından işlenmiş ise bahse konu davalar çalıştırana karşı da açılabilecektir. Merak edilen haksız rekabet örnekleri ve hallerine yazımızda sıkça değindik.
Türk Ticaret Kanununda Haksız Rekabet Nedir ve Hükümleri Hakkında
Ticaret hukuku haksız rekabet; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu haksız rekabeti dördüncü kısımda 54.madde ve devamında düzenlemiştir. Haksız rekabet konusu Ticaret Hukuku’nun bir konusudur. 54.maddede haksız rekabet konusunun düzenlenme amaç ve kapsamı ile haksız rekabet nedir sorusuna cevap bulabilirsiniz. Kanunun 55.maddesinde haksız rekabet hallerinin başlıcaları sayılmış ve anlatılmıştır. Ancak bu kadar uzun açıklanması haksız rekabet halleri sınırlı sayıda olduğu anlamına gelmemektedir. Devamındaki maddelerde haksız rekabet fiillerini işleyenlerin hukuki ve cezai sorumlulukları, zamanaşımı ve ihtiyati tedbirler düzenlenmiştir. Haksız rekabete uğrayan kimseler hukuk davası açabilmekle beraber (haksız rekabet davaları) ceza davası açılması adına şikayette de bulunabilmektedirler.
Haksız Rekabet Suçuna Karşı Açılabilecek Ceza Davaları
TTK haksız rekabet eden kimselerin cezai sorumluluklarını da düzenlemiştir. Buna göre ilgili kanunun 55.maddesindeki fiilleri kasten işlemek, kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek fiilleri kişilere cezai sorumluluk yüklemektedir. Ayrıca çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatmak da cezayı gerektiren fiiller kapsamına girmektedir. Çalıştıran veya müvekkiller de; işçilerinin, çalışanlarının, vekillerinin işlerini gördükleri sırada ceza gerektiren haksız rekabet sayılan bir fiili işlediklerini öğrenirler ve fiilin işlenmesini önlemez yahut gerçeğe aykırı beyanı düzeltmezler ise, aynı şekilde cezalandırılacaklardır. Bu fiiller dolayısıyla verilecek ceza, iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Unutulmamalıdır ki, haksız rekabet üzerine açılacak ceza davası şikayete bağlıdır. Bu şikayet TTK m.56 uyarında hukuk davası açma hakkına sahip kimselerden biri tarafından yapılmalıdır. Haksız rekabet suçu eğer bir tüzel kişi tarafından işlenmiş ise, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortaklarının cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bilindiği üzere tüzel kişilere hapis cezası öngörülemez. Ancak haksız rekabet fiili bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmiş ise, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilecektir. Şikayet için zamanaşımı 3 yıldır. Haksız rekabete uğrayan kişi durumu öğrenmesinden itibaren 1 yıl içinde şikayette bulunmalıdır. Her halde fiilin işlenmesinden 3 yıl sonra zamanaşımı gerçekleşir ve şikayet edilemez.
Haksız Rekabet Yargıtay Kararları
Haksız rekabet nedir açıklamasını birde haksız rekabet yargıtay kararları ndan bir örneğini çok çeşitli olmakla birlikte bu yazımızda inceleyelim.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/4986 esas sayılı 12/03/2913 tarihli kararına konu dava haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin “Stafine” isimli ilaç markasının 5.sınıfta tescilli olduğunu ve davalının, oldukça benzer “Stafeks” isimli tescilsiz markayı kullanarak ve davacının ürünü ile aynı etken maddeyi içeren bir ürünü piyasaya sürerek davalının fiilinin haksız rekabet oluşturduğunu öne sürmüştür. Davacı vekili, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin tespitini talep etmiş, ürünler ile beraber tanıtım ile ilgili basılı kağıtların toplatılmasını ve imhasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ise müvekkilinin markası ile davacı markasının benzemediğini savunmuş, davanın reddini istemiştir. Mahkemece marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, davalının STAFEKS ibaresini ilaçlarda, tanıtım vasıtalarında kullanmasının önlenmesine, markanın tanıtım vasıtaları ve ürünlerden çıkartılmasına, çıkartılması mümkün olmayanların toplatılmasına ve imhasına, hükmün ilanına karar verilmiştir.