İnsan ticareti suçu Türk Ceza Kanunu’nun 80.maddesinde düzenlenmiş olan uluslararası bir suçtur. İlgili madde hükmüne göre, zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak ya da esarete tabi kılmak veya vücut organlarının verilmesini sağlamak amacıyla baskı,cebir, şiddet veya tehdit uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak ya da kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veyahut çaresizliklerinden faydalanarak rızalarını elde etmek sureti ile insan kaçakçılığı adı altında kişileri ülkeye sokan, ülkeden çıkaran, kaçıran, tedarik eden veya bir yerden başka bir yere götüren, barındıran kimse hakkında hapis cezasına ve adli para cezasına hükmolunacaktır.
İnsan ticareti suçu ile korunmak istenen hukuki yarar esasında birden fazldır. Öncelikle insan haysiyeti ve şerefinin korunmasının bu suç bakımından öne çıkan hukuki yararlardan biri olduğunu söylememiz mümkündür. Ayrıca insan ticareti suçu ile kölelik ve insanların ticarette kullanılması da yasaklanmıştır. Bununla beraber kişilerin içinde yer aldıkları zor durumdan faydalanılmasının ve sömürülmesinin de bu suç tipi ile önüne geçilmek istenmiştir. Hem insanlığın hem de toplumun geleceği olan gençlerin ve küçüklerin özgürlükleriyle masumiyetleri insan ticareti suçu ile korunmak istenen hukuksal yararlar arasındadır.
İnsan ticareti suçunun faili herkes olabilir. Dolayısıyla fail bakımından özellik arz eden bir durum mevcut değildir. Bu suçun faili herkes olabilirse de genellikle söz konusun suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğini söylememiz mümkündür. İnsan ticareti suçu, mağduru bakımından da bir özellik göstermez. Dolayısıyla herkes bu suçun mağduru olabilmektedir. Ancak bu suçtan dolayı açılan davalara baktığımız zaman genellikle çocuk ve kadınların suçun mağduru durumunda olduğunu görmemiz mümkün olabilmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi de çocukların ve kadınların daha zayıf olduğu düşüncesidir. Çocuk, zaten çevresinde yaşanılanları tam anlamıyla kavrayamamakta; kadın ise eğer bir zor durumun içindeyse bundan kurtulmak adına kendisine yapılanı kabul edebilmektedir. Fakat yine de suçun mağdurlarını çocuk ve kadın olarak sınırlamamız doğru olmayacaktır. Erkeklerin de insan ticareti suçunun mağduru olarak görüldüğü davalar mevcuttur.
İnsan Ticareti Suçunun Unsurları
İnsan ticaretinin suçunun maddi unsurları TCK m.80’de belirtilmiştir. ilgili madde hükmüne göre, kadın, erkek veya çocukların tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, sevk edilmeleri, barındırılmaları ya da bir yerden başka bir yere götürülmeleri suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Fakat bu hareketlerin kanunda gösterilmiş olan şekilde yapılması gerekmektedir. Yani söz konusu hareketlerin yapılmasında belirli araç fiillere başvurulmuş olması gerekir. Kanunda belirtilen araç fiiller ise; kandırmak, nüfuzu kötüye kullanmak, tehdit, baskı, şiddet veya cebir uygulamak, kişilerin çaresizliklerinden faydalanmak ve kişiler üzerindeki denetim olanaklarından yararlanmak olarak karşımıza çıkmaktadır. Esas fiilin araç hareketler vasıtasıyla işlenmesi gerektiğinden dolayı insan ticareti suçunun bağlı hareketli bir suç olarak karşımıza çıktığını söylememiz mümkündür.
İnsan ticareti suçu, kasten işlenebilen suçtur. Bu da suçun manevi unsurunu oluşturmaktadır. Suçun işlenebilmesi için özel kastın varlığı aranmaktadır. Özel kastın varlığı da daha önce belirtmiş olduğumuz hareketlerin belli bir amaca yönelik gerçekleştirilmesi halinde mevcut olacağından söz etmemiz doğru olacaktır. Kişileri zorla çalıştırmak veya onlara hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak, vücut organlarının verilmesini sağlamak, esarete ya da benzeri uygulamalara tabi kılınmasını sağlamak amacı ile belirtilen hareketlerin gerçekleştirilmesi durumunda insan ticareti suçu konusu gündeme gelecektir. Dolayısıyla TCK m.80’de belirtilen hareketlerin gerçekleştirilmesinde failin saiki büyük önem taşımaktadır. Failde yer alan bu saikler, insan ticareti suçunu diğer suç tiplerinden ayırmaya yarayan en önemli özelliktir. Fail, sayılan bu saikler dışında başka bir amaçla hareket etmişse bu durumda somut olayın özelliklerine göre TCK’da yer alan farklı bir suç tipinin oluşması konusu gündeme gelebilecektir. Dolayısıyla failin saiki insan ticareti suçu açısından belirleyici bir nitelik taşımaktadır.
İnsan Ticareti Suçunun Cezası
İnsan ticareti suçunun cezası TCK m.80’da yer almaktadır. Buna göre insan ticareti suçunu işleyen bir kimse hakkında 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına ve 10.000 güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır. Esasında bu yönüyle de insan ticareti suçunun göçmen kaçakçılığı suçundan daha ağır ve ciddi bir suç olduğunu söylememiz mümkündür. İnsan ticareti suçunda mağdurun rızasının var olması dahi suçun oluşumu bakımından bir engel teşkil etmeyecektir. Yani mağdurun rızası, suçu ortadan kaldırmayacaktır. Dolayısıyla burada bir hukuka uygunluk nedeni mevcut değildir.Fail, herhalde kanunda öngörülen biçimde cezalandırılacaktır.
İnsan Ticareti Suçunun Özel Görünüş Biçimleri
Suçun düzenlenmiş olduğu madde metnine baktığımız zaman bağlı hareketli bir suç olduğunu söylememiz mümkündür.Yani kanunda belirtilen birtakım hukuka aykırı hareketler gerçekleştirilerek suçun esas amacına ulaşılması mümkün olacaktır. Bu nedenle suçun hareketi neticesi ile bitişik değildir.İnsan ticareti suçunun bir mesafe suçu olduğunu söylememiz doğru olacaktır. Suçun, mesafe suçu olarak kabul edilmesinin sonucu olarak insan ticareti suçuna teşebbüs söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla yalnızca kanunda belirtilen hareketler gerçekleştirilmiş olup ancan henüz failin saiki uygulamaya konmamışsa bu durumda insan ticareti suçuna teşebbüs konusu gündeme gelecektir. Fakat bu durum suçun, 18 yaşından küçüklere karşı işlenmesinde uygulama alanı bulamayacaktır.
18 yaşından küçüklere karşı suç teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi, sanki suç tamamlanmış gibi fail cezalandırılacaktır. İnsan ticareti suçu bakımından gönüllü vazgeçme hükümleri uygulama alanı bulabilecektir. Bu nedenle failin esas saikinin gerçekleştirileceği aşamaya kadar gerçekleştirilen hareketlerin suç teşkil etmesi nedeniyle fail hakkında cezaya hükmolunacaktır. Yani araç hukuka aykırılıklar nedeniyle failin cezalandırılması yoluna gidilecektir. Fakat bu durum yine 18 yaşındna küçüklerin mağdur olması halinde farklılık arz etmektedir. Buna göre, eğer suç, 18 yaşından küçüğe karşı işleniyorsa gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmayacak ve fail sanki suçu tamamlamış gibi cezalandırılacaktır. İnsan ticareti suçuna iştirakin de mümkün olduğunu söylememiz doğru olacaktır. Eğer söz konusu suç, bir tüzel kişilik çatısı altında işlenmişse bu durumda tüzel kişinin yöneticileri hakkında cezaya hükmolunacak ve tüzel kişilik hakkında ise onlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacaktır.
İnsan ticareti suçu hakkında belirtmemiz gereken son nokta ise failin kullandığı cebir, hile ve tehdit gibi uygulamalarından dolayı ceza alıp almayacağıdır. Fail, bu hareketlerinden dolayı ayrıca cezalandırılmayacaktır. Çünkü belirtilen hareketler suçun maddi unsurlarını teşkil etmektedir. Dolayısıyla failin ayrıca tehdit, cebir veya hileye başvurması sebebiyle bir ceza alması söz konusu değildir. İnsan ticareti suçu hakkında somut olayın niteliklerine göre daha detaylı bilgi almak isteyen kişilerin alanında uzman ceza avukatına başvurması faydalı olacaktır.