Zorla Getirme Kararı Nedir?

Zorla getirme kararı usulüne uygun olarak yapılan çağrı üzerine gelmeyen şüpheli veya sanık hakkında verilen bir hazır bulundurma yöntemi, bir diğer ifadesiyle ceza muhakemesi işlemidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.146’da düzenleme altına alınmış olup şüpheli veya sanık dışında şikayetçi, mağdur, bilirkişi, tanık gibi diğer muhakeme süjelerine karşı da uygulanabilir. 

İfadesi alınacak yahut sorgusu yapılacaklara davetiye ile yapılan çağrıda, çağrıya uygun olarak gelmezlerse zorla getirme kararı verileceği CMK m.146’da açıkça belirtilmiştir. Kendisine davetiye ile çağrı yapılmayan bir kimsenin zorla getirme yoluyla hazır bulundurulması usule ve yasaya aykırıdır. 

Zorla getirme kararı içeriği hakkında karar verilen kimsenin kim olduğu, ilgili bulunduğu suç, gerektiği takdirde eşkali ile zorla getirilme kararının sebeplerini barındırır. 

Hangi Durumlarda Bu Karar Uygulanır?

Zorla getirme kararı CMK 146 uyarınca üç durumda uygulanabilir kılınmıştır:

  1. Sanık veya şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için yeterli nedenlerin bulunması,
  2. Sanık veya şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenlerin bulunması,
  3. Usulüne uygun olarak davetiyeyle çağrılan ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişinin çağrıya uymayarak gelmemesi.

Tutuklama kararı verilebilecek haller CMK’nın 100.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre suçluluğu üzerinde kuvvetli şüphe bulunanların kaçmalarını veya saklanmalarını; deliller üzerinde oynamalarını ya da tanık, mağdur vd. süjeler üzerinde baskı yapmalarını önlemek amacıyla sanık veya şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmektedir. Tutuklama hürriyeti kısıtlayıcı nitelikte bir koruma tedbiridir. Bu koruma tedbirine soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme karar verebilir. 

Yakalama CMK 90’da hüküm altına alınmış olup kanunda belirtilen hallerde her birey tarafından gerçekleştirilmesi mümkün bir geçici koruma tedbiridir. Buna göre:

  • Bir kimseye suç işlerken rastlanması
  • Suçüstü bir fiil dolayısıyla izlenen bir kimsenin kaçma ihtimalinin bulunması yahut kimliğinin hemen belirlenme imkanının olmaması halinde herkes yakalama yapabilecektir.  

Geçici olarak hürriyeti kısıtlayıcı olan bu yakalama tedbiri kolluk tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde amirlerine veya Cumhuriyet savcısına derhal başvurma imkanı olmayan durumlarda uygulanabilir. Kolluğun bu yetkisi elbette yukarıdaki iki durum haricinde yakalama gerektiren hallerde söz konusu olacaktır. Zira vatandaşların yakalama yetkisi bulunan suçüstü hallerinde kolluğun da yakalama yetkisini haiz olduğunda şüphe bulunmamaktadır. 

Zorla Getirme Kararı Nasıl Uygulanır?

Zorla getirme kararı soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı veya sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Zorla getirme kararı verilmesi hususunda kolluk görevlilerine yetki tanınmamıştır. Kolluk yalnızca zorla getirme kararının uygulanmasında etkili bir süjedir. 

Zorla getirme kararının uygulanması kolluk görevlileri tarafından getirilmesi emredilen kimsenin tutulması yoluyla gerçekleştirilir. Çağrılan kişi mümkünse derhal, değilse en geç yirmi dört saat içerisinde çağıran Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme önüne götürülür. Böylece zorla getirme kararı ile kişi en geç yirmi dört saat içerisinde adliyeye götürülerek çağrılma sebebine ilişkin işlemi tamamlayacaktır. Bu süreye kişinin götürülmesi için gereken yol süresi dahil değildir. 

Zorla getirme bunun için haklı görülecek bir zamanda başlayacak bir karardır. Hakkında zorla getirme kararı verilen kimse karara uygun surette adliyeye giderek karara sebep olan işlemlerini tamamlamalıdır. Bu işlemin ardından karar kalkacaktır. Kanunun 146.maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere zorla getirme sorguya çekilme veya ifade almanın sonuna kadar devam eder bir işlemdir. 

Zorla Getirme Kararına Rağmen Gelmeyen Tanık / Sanık Pozisyonuna Dair

Tanıklar usulüne uygun olarak çağrı kağıdı ile çağrılır ve bu çağrıda gelmemesinin sonuçları da bildirilir. CMK m. 44 çağrılıp da mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıkların gelmemelerinin sebep olduğu giderlerin takdir edilerek ödettirileceğini öngörmüştür. Ancak tanık gelmemesini haklı gösterecek mazeretini daha sonradan bildirirse bu giderlerin ödenmesi kararı kaldırılır.

Hakkında zorla getirme kararı verilmesine rağmen gelmeyen sanık veya şüphelilerin fiilen zorla getirilmesi yoluna gidilmektedir. Diğer bir değişle kolluk davetiye, tebliğ gibi uyguladığı kararı fiilen icra edecektir. Bu husustaki Kanun hükümleri tanık, şikayetçi, mağdur ve diğer kişiler hakkında da uygulanacaktır. 

Kolluk görevlilerinin kamuya açık olmayan özel alanlara girme yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla evinden çıkmayı reddeden şüpheli veya sanık hakkında verilmiş olan kararın icrası gerçekleştirilemeyecektir. Hakkında zorla getirilme kararı verilen kimsenin kolluğun yetki alanı dışındaki özel alandan çıkmaması halinde genellikle karar yakınlarından birine tebliğ edilerek bir davetiye görevi görür. Şayet kolluk zorla getirme kararını yerine getirememişse bu husus köy veya mahalle muhtarıyla birlikte kolluk görevlisinin imzalayacağı bir tutanakla saptanmalıdır. Fakat kişi kamuya açık bir alanda bulunmuş ise kolluk zorla getirme kararını kişiye zor kullanarak da yerine getirebilecektir.

Zorla getirme kararı verilen sanıklar ile ilgili süreçlerin analiz edilmesi için dava dosyasının titizlikle incelenmesi gerekmektedir. Topo Hukuk Bürosu ceza avukatı ekibi, davanızla ilgili gerekli desteği almak için sitemizdeki danışma formunu doldurabilirsiniz.

Yayım tarihi: 21 Haz 2020