İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu Türk Ceza Kanunu’nda 117. maddede düzenlenmiş olan hürriyete karşı işlenen suçlardan birisidir. Bu suç ile korunmak istenen hukuksal yarar, bireylerin her türlü cebir ve şiddet uzak ve bağımsız olarak serbest bir şekilde çalışabilmesidir.
Aynı zamanda sosyal devlet olma ilkesinin gerekleri doğrultusunda kişilerin çaresiz ve zor durumda olmalarından dolayı sömürülmelerinin önüne geçilmesi de bu suç ile korunmak istenen hukuksal yararlar arasında yer almaktadır. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun faili TCK m.117/1’e göre herkes olabilirken bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen suçun faili ise kişiyi, insan onuruna aykırı bir şekilde çalıştıran kimsedir. Dolayısıyla ikinci fıkrada suçun mağduru olabilmek açısından da özellik aranmıştır. Bu suçun mağduru; çaresizliği, kimsesizliği ya da bağlılığı sebebiyle sömürülmeye elverişli olan kimsedir.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçuna ilişkin TCK m.117’de herhangi bir nitelikli hal öngörülmemiştir. Fakat m.119’da yer alan ortak hükümler bu suç açısından da uygulama alanı bulacaktır. Dolayısıyla bu maddede belirtilmiş olan hükümler, suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. TCK m.119’da belirtilmiş olan nitelikli halleri şu şekilde sıralayabiliriz: Suçun silahla işlenmesi, suçun kişinin kendisini tanınmayacak hale sokma ya da imzasız mektup veya özel işaretlerle işlenmesi, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, suçun kamu görevinin sağlamış olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi ve son olarak suçun var olan ya da var sayılan suç örgütlerinin yaratmış olduğu korkutucu güçten faydalanılarak işlenmesi halidir. Nitelikli hallerin söz konusu olduğu durumlarda fail hakkında verilecek olan cezada arttırım olacaktır.
İçindekiler
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Unsurları
TCK m.117/1’e göre, cebir ya da tehdit kullanılarak veya hukuka aykırı olan başka herhangi bir davranışla iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi halinde failin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla bu fıkraya göre suçun maddi unsuru; cebir veya tehdite başvurulması ya da hukuka aykırı bir şekilde davranılarak söz konusu özgürlüğün kısıtlanması halidir. Fakat aynı maddenin ikinci fıkrasında ise esasında farklı bir suça yer verilmiştir. Buna göre, bir kimsenin çaresizliğinden, kimsesizliğinden ya da bağlılığından faydalanılması suretiyle onu sömürmek maksadıyla ücretsiz olarak ya da iş ve ücret arasında büyük bir orantısızlık bulunarak çalıştıran kişi cezalandırılacağı gibi bu halde bulunan kişiyi insan onuruyla bağdaşmayacak konaklama veya çalışma koşullarına maruz bırakan kimse de cezalandırılacaktır. Bu fıkrada aslında iki suç tipi olduğunu açıkça görüyoruz. Dolayısıyla somut olay karşısında bu durumu detaylı bir şekilde ele almak suçun doğru tespiti açısından yararlı olacaktır. TCK m.117/3’te belirtilmiş olan suçun maddi unsurları ise ikinci fıkrada yer alan amaçlardan birini gerçekleştirmek amacıyla bir kimseyi tedarik etme, sevke etme ya da bir yerden başka bir yere nakletme oluşturmaktadır.
TCK m.117/4’e göre, cebir ya da tehdit kullanılmasıyla işçiyi ya da işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya zorlama, daha önceden kabul edilmiş olan koşullardan başka farklı koşullar altında yapılan anlaşmaları kabule zorlama, bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişi hakkında cezaya hükmolunacaktır. Burada suçun maddi unsurunun birden çok olduğunu görüyoruz. Cebir ve tehdit araç olarak kullanılarak bahsettiğimiz hareketlerin gerçekleştirilmesi bu suçun maddi unsurları olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Suçun manevi unsuru genel kast olup, olası kastla işlenmesi halinde ceza indirilmektedir. Fakat eğer iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu terör maksadıyla bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilirse bu durumda terör suçu gündeme gelecektir ve dolayısıyla da faillere verilecek olan ceza ağırlaştırılacaktır.
İş ve Çalışma Hürriyetinin Engellenmesi
İş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi hürriyete karşı işlenmiş olan bir suçtur. Çünkü herkes, hukuka uygun olmak şartıyla istediği işte çalışma hakkına sahiptir. Bunun yanı sıra elbette ki çalışılan iş karşılığında verilecek olan ücretin de hakkaniyete uygun olması gerekmektedir. Yani iş ve ücret arasında oran bulunması mutlak şartlardan birisidir. Aynı zamanda kişilerin çalışma hürriyeti olduğu gibi bu esnada insan onuruyla bağdaşmayacak hareketlere maruz bırakılmaları söz konusu olmamalıdır; işverenler kişileri içinde bulundukları zor durumundan ya da çaresizliklerinden faydalanmak suretiyle sömürmemelidir. İşte bu durumlardan birisinin mevcut olması halinde iş ve çalışma hürriyetinin engellendiğini söylemek doğru olacaktır.
Günümüzde sık sık karşımıza benzer tipte vakalar da çıkmaktadır. Evine bir ekmek bile götüremeyen insanların çaresizliğinden ve parasızlığından faydalanılarak onların insanlık dışı şartlarda çok düşük ücretlerde çalıştırıldığını hepimiz haberlerde bir kere de olsa görmüşüzdür. Tüm bu olayların önüne geçebilmek ve insanlara hakkettikleri koşullarda, insani şartlarda çalışma olanağı sağlayabilmek adına hukukumuzda iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçuna yer verilmiştir. İnsan hayatını bu denli ucuz gören ve onları sömürmeyi hedefleyen kimselerin cezalandırılması TCK’da yer alan bu suç tipi ile söz konusu olmuştur. Böylelikle zorla çalıştırılmaların ve sömürülmelerin önüne geçilerek insan onurunun korunması hedeflenmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nda İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında, madde 117’de iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu yer almaktadır. Bu suça TCK’da dört fıkrada yer verilmiş olup, m.119’da yer alan ortak hükümler bu suç açısından da uygulama alanı bulmaktadır. TCK m.117/1’e göre, cebir ya da tehdit kullanılarak veya hukuka aykırı bir şekilde iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kimse hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunacaktır. Bu suç açısından kovuşturma yapılması şikayete bağlı tutulmuştur. Yani suçun mağdurunun şikayeti olmaması halinde savcılık re’sen kovuşturma başlatmayacaktır.
TCK m.117/2’de belirtilmiş olan suçun işlenmesi halinde ise faile, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ya da yüz günden az olmamak şartıyla adli para cezası verilecektir. TCK m.117/3 bakımından da fail hakkında verilecek olan cezalar ikinci fıkrada belirtildiği gibi olacaktır. TCK m.117/4’e göre ise cebir ya da tehdit kullanılması suretiyle işçi ya da işvereni ücretleri artırmaya ve düşürmeye zorlama, önceden kabul edilmiş koşullar dışında yeni koşullar ortaya atarak bunların kabulüne zorlamai bir işin durmasına veya sona ermesine sebep olma hallerinde ise fail hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır. Tüm bu maddelerde görüyoruz ki suçun takibi birinci fıkradan farklı olarak şikayete tabi kılınmamıştır. Aynı zamanda TCK m.119’da belirtilmiş olan ortak hükme göre nitelikli hallerin varlığı durumunda fail hakkında verilecek olan ceza bir kat arttırılacaktır. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun işlenmesi esnasında kasten yaralama suçunun ağır neticelerinin meydana gelmesi halinde ise aynı zamanda bu suçla ilgili olan hükümler uygulama alanı bulacaktır. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Yargıtay Kararı
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu hakkında Yargıtayın bozmuş olduğu bir çok karar vardır. Bir olayda, sanıklar mağduru birahanede çalışmaya cebir ve tehditle zorlamıştır. Fakat sanıkların bu eylemi özel kast açısından TCK m.117/1 ve m.119/1-c hükümlerine uyan iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmamıştır; yetersiz gerekçelerle genel hüküm niteliğinde olan tehdit suçundan dolayı hüküm kurulmuş olması Yargıtaya göre yasaya aykırı kabul edilmiştir. ( Yar. 4. CD., 19.03.2008, 11430/4860) Aynı şekilde bir başka olayda ise “Bulancak’ın ekmeğini Bulancaklı yiyecek, burada Ordu’lu çalıştırmayız, seni burada görmek istemiyoruz.” Sözleri karşısında yerel mahkeme tehdit suçunun oluştuğuna karar vermiştir. Fakat Yargıtay bu olayda iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı bozmayı uygun görmüştür. ( Yar. 2.CD., 9.10.2007)
Sizinde iş ve çalışma hürriyetinizin ihlal edildiğini, engellendiğini, elinizden alındığını veya ticaretinizin engellendiğini düşünüyorsanız Uzman iş hukuku avukatımızı arayın. (0212) 679 32 53