Vergi cezasına itiraz, vergi, kamusal ihtiyaçların karşılanması amacı ile devletin halktan aldığı bir bedel olup bazı hallerde haksız olarak ceza kesildiği gerekçesi ile kişilerin vergi cezasına itiraz etmesi söz konusu olabilmektedir. Vergi cezasına itirazın nasıl gerçekleşeceğine değinmeden önce “vergi” kavramı üzerinde durmamız konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından önem taşımaktadır.
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki kamu gelirlerinin büyük bir bölümünü vergiler oluşturmaktadır. Vergi kavramı Anayasa’mızda da yer almakta olup kamu giderlerinin karşılanması maksadı ile herkesten ekonomik güçleri oranında alınan bir bedel olarak tanımlanmaktadır. Bu sebeple esasen vergi, hem kamu hem de toplumu oluşturan herkes için önem arz etmektedir. Şüphesiz ki vergi, bir anda ortaya çıkmış bir kavram değildir. Pek çok tarihsel sürecin tamamlanması ile birlikte vergi, belirli ilkeler çerçevesinde bir kamu alacağı haline gelmiştir. Söz konusu ilkeler, devletin kişilerden vergi almasını sınırlamakta ve keyfiliğin önüne geçmesini sağlamaktadır. Özellikle eşitlik ve genellik ilkeleriyle sosyal ve ekonomik adaleti sağlama ilkeleri verginin hukukumuzda şekillenmesinde etkili olmuştur. Eşitlik ilkesinin benimsenmesiyle herkesin mali gücü yönünde vergi ödemesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda genellik ilkesiyle de kanunda belirtilen istisnalar hariç olmak üzere herkesin birer vergi mükellefi olduğu belirlenmiştir
Vergi, türüne göre belirli zamanlarda ilgili yerlere ödenmesi gereken bir bedeldir. Eğer vergi mükellefleri vakti gelmiş olmasına rağmen üzerlerine düşen bu yükümlülüğü yerine getirmemişse bu durumda ilgili merciilerin bu kimselere cezai müeyyide uygulamaları söz konusu olacaktır. Fakat Anayasa’ya göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğundan dolayı vergi mükelleflerine uygulanan cezalar hakkında da yargı yolu açık olacaktır. İşte böylece vergi cezasına itiraz konusu gündeme gelecektir. Vergi cezasına itiraz ve vergi hukukunu ilgilendiren diğer konularda detaylı bilgi almak ve gerekirse hukuki işlem başlatmak için bu alanda hizmet veren bir vergi avukatıyla iletişime geçilmesi faydalı olacaktır.
Vergi Ceza İhbarnamesi
Vergi cezasına itiraz konusunda ele almamız gereken hususlardan ilki; vergi ceza ihbarnamesidir. Özellikle eğer vergi cezasına itiraz edilmesi düşünülüyorsa bu ihbarnamenin tebliğ koşullarına uygun bir şekilde tebliğ edilip edilmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilecek olan kişi vergi mükellefi olan kişidir. Fakat bunun yanı sıra kanuni temsilci ya da varsa vekillere de vergi ceza ihbarnamesinin tebliği mümkündür. Eğer bir tüzel kişiliğie vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilecekse, tebligatın başkan, müdür ya da kanuni temsilcilere yapılması uygundur. Fakat eğer tüzem kişiliği olmayan bir kuruma tebligat yapılacaksa bu durumda kurumu idare eden kişilere ya da kurum temsilcilerine tebligatın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Vergi ceza ihbarnamesinin mükellef dışında bir kimseye tebliği ya da yetkili olmayan kimseye tebliği vergi cezasına itiraz konusunda önem taşıyacaktır.
Vergi ceza ihbarnamesi kişinin bilinen son adresine tebliğ edilmelidir. Aynı zamanda bu ihbarnamede yer alan bilgilere de dikkat edilmesi gerekmektedir. Mükellefin adı, verginin matrahı, tanzim tarihi gibi hususlar, ihbarnamede bulunacak olup bunlar vergi cezasına itiraz edilmesi halinde mahkeme tarafından dikkate alınacaktır. itiraz gerçekleşip dava açıldığı takdirde dava sürecinde mahkeme, itirazın içeriğini incelemeden bu unsurlarda bir sakatlık olması halinde davayı karara bağlayabilir. Dolayısıyla ihbarnamenin de detaylıca incelenmesi faydalı olacaktır.
Vergi Cezasına Nasıl İtiraz Edilir?
Vergi cezasına itiraz, hukukumuz açısından mümkün olsa da bunun ancak belirli koşulların varlığı halinde gerçekleşmesi mümkündür. Vergi cezasına itiraz edilebilmesi için ilk koşul, cezanın vergi mükellefine tebliğ edilmiş olmasıdır. Tebligatı henüz yapılmamış bir cezaya karşı itirazda bulunmak mümkün değildir. Vergi ceza ihbarnamesi mükellefe ulaştıktan sonra eğer konu, uzlaşma kapsamında değerlendirilebilecek bir durum ise 30 gün içerisinde mükellefin uzlaşma talebinde bulunması mümkündür. Uzlaşma talep edilebilecek bir konu değil ise ya da mükellef, uzlaşma istemiyorsa bu durumda 30 günlük süre içerisinde İYUK’ta belirtildiği üzere vergi cezasına itiraz için Vergi Mahkemesi’nde dava açılması mümkündür. Fakat eğer uzlaşma komisyonuna gidilmiş ve buna rağmen uzlaşma gerçekleşmemişse bu durumda 30 günlük dava açma süresi, uzlaşmama kararının verilmesinden sonra işlemeye başlayacaktır.
Mahkemede dava açılması halinde hakim, üç farklı şekilde karar verebilecektir. Vergi cezasına itiraz kabul edilebilir, reddedilebilir ya da kısmen kabul veya reddedilebilir. Eğer dava kabul edilirse vergi dairesi; reddedilirse vergi mükellefi olan kişi; kısmen kabul veya red halinde ise her iki taraf da temyize gidebilir. Bu durumda temyiz makama Danıştay olacaktır. Davayı mükellefin kaybetmesi üzerine Danıştay’a gidilmesi halinde ispat külfeti de mükellefe ait olacaktır. Davanın kaybedilmesi sebebiyle tahsilat işlemleri başlayacağından dolayı derhal yürütmenin durdurulması kararı alınmalıdır. Danıştay, eğer yürütmenin durdurulması yönünde karar verirse bu durumda 7 gün içinde Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’na bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilmesi mümkündür. Eğer itiraz yoksa ya da reddedilmişse bu durumda tahsil işlemleri, Danıştay esas hakkında karar verinceye kadar duracaktır.
Yukarıda açıkladığımız üzere vergi cezasına itiraz prosedürü karmaşık bir süreci de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla yaşanan olaya göre izlenecek yolun tespitinde ve hukuki işlemlerin vaktinde, doğru bir şekilde gerçekleştirilmesinde mutlaka vergi hukuku alanında hizmet veren bir avukata başvurulmalıdır. Çünkü her halde kişinin mahkemeye başvurarak vergi cezasına itirazda bulunması gerekmemektedir. Örneğin basit hesap hatası ya da yazım yanlışı varsa bunun için Vergi Dairesi’nden düzeltme talep edilmesi yeterlidir; dava açılması zaten mümkün değildir. Dolayısıyla hem zaman hem de nakit kaybı yaşanmaması adına vergi avukatına danışılarak hareket edilmesi her açıdan mükellef için faydalı olacaktır.
Vergi Cezasına İtiraz Süresi
Vergi cezasına itiraz edilmesi için eğer mahkeme yoluna başvurulacaksa bu durumda kanunen öngörülen süre 30 gündür. Bu süre genel dava açma süresi olup eğer ihtiyati haciz, ödeme emri gibi hususlarda itirazda bulunulacaksa 7 gün içerisinde itirazın yapılması gerekmektedir.
Vergi alacağının doğmuş olduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak 5 yıl içinde tarh ve tebliğ edilmemiş olan vergiler zamanaşımına uğramaktadırlar. Dolayısıyla bu sürelerin geçirilmesinden sonra bir tebligat yapılmışsa ve vergi cezası söz konusuysa mükellefin, söz konusu zamanaşımı süresine de dikkat etmesi kendi lehine olacaktır. Aynı zamanda vergi hatalarına ilişkin olmak şartı ile dava süresi geçmişse 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde vergi dairesinden düzeltme talep edilmesi mümkündür. Eğer talep reddedilirse Maliye Bakanlığı’na VUK m.124 uyarınca şikayette bulunulabilecektir.