Alkollü Araç Kullanma Suçu Nedir? Cezası Nedir? (Detaylı Rehber)

  1. Topo Hukuk
  2. Ceza Hukuku
  3. Alkollü Araç Kullanma Suçu Nedir? Cezası Nedir? (Detaylı Rehber)
Alkollu Araç Kullanma

Alkollü araç kullanma suçu, alkollü araç kullanımının doğurduğu sonuç ve yaptırımından bahsetmeden önce, alkolün insan üzerinde ne gibi etkiler yarattığına değinmekte fayda var. Alkol, keyif verici bir şekilde insan organizmasını etkileyip davranışlarını belirsizleştiren bir maddedir. Ancak alkolün sürücüler üzerinde insanlığı tehdit edici derecede dikkatsizlik, umursamazlık, denge ve görme kayıplarıyla telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurduğuna günümüzde neredeyse her gün şahit olmaktayız. 

TCK 179/3’te düzenlenen suçtan bahsedebilmek için, alınan alkol veya uyuşturucu maddenin kişiyi emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek duruma getirmesi gerekmektedir. Kişi; araç kullanımına engel olmayacak oranda bu maddeleri tüketmişse ve trafiğe çıkmadan bekleyip alkolün etkisi geçtikten sonra trafiğe çıkmışsa, suç oluşmayacaktır. Suçun oluşması için aranan ikinci şart ise; alkol veya uyuşturucu madde etkisi sonucunda kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı değerleri açısından somut bir tehlikeye sebebiyet vermiş olması durumudur. Araç kullanımı olmadan, salt alkol tüketmiş olması bu suç tipini oluşturmaz. Kişinin; bir kaza yapmış veya kazaya sebep olmuş veya kaza atlatmış olması gerekir. Zarar tehlikesinin bu şekilde oluşmaması halinde bu suç değil, 2918 sayılı kanun 48. maddede düzenlenen “ehliyetin geri alınması ve idari para cezasını gerektiren durumu gerçekleşmiş olacaktır.

Alkollü Araç Kullanma Suçu Unsurları

Suçun oluşumunda önem teşkil eden unsur alkolün niteliği değil, etkisidir. Asıl olan, maddenin etkisiyle güvenli şekilde araç kullanamayacak olmaktır. Sürücünün araç kullanacak durumda olmamasının tespiti; tanıklar, trafik tutanağı, görüntü kayıtları gibi hususlarla yapılır.

TCK 179.maddeye göre; kişinin güvenli bir şekilde araç sevk ve idare etmesine engel teşkil eden sebepler sadece alkol ve uyuşturucu ile sınırlı olmayıp; uzun süre araç kullanmak, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde de suç oluşmaktadır. Bu halde araç kullanan kişinin tek taraflı bir kaza yapmış olması halinde dahi fıkra uygulanmalıdır; çünkü suç için somut tehlike yeterli olup ayrıca bir kazaya sebep olunması gerekmez.

Bu suç, 5237 sayılı TCK’de topluma karşı suçlar kısmında ve genel tehlike yaratan suçlar bölümünde, 179. maddede düzenlenmiştir. Bu suçun düzenlenmesi ile bireylerin hayatı, vücut bütünlüğü ve malvarlığının korunması amaçlanmış; trafik düzeninin gerektirdiği şekilde hareket etmeyerek kişiler için tehlike arz eden faillerin yapmış oldukları insanlığa ve hukuka aykırılık teşkil eden fiilleri cezalandırılmak istenmiştir.

Bu suç, somut bir tehlike suçu olup somut bir zararın olması şartı aranmamaktadır. Zarar tehlikesinin bulunması yeterli sayılmaktadır. Mesela; kaldırılan levha sebebiyle araç, girmemesi gereken bir yola girmişse ve bu araç bir kaza tehlikesi yaşamışsa, bu kazayı atlatmış olması halinde bile suç oluşmuş sayılacaktır. Maddede sayılan ulaşım araçlarının kamuya veya özel kişilere ait olması önemli değildir. Nitelik olarak bir belirleme olmadığı için bisiklet dâhil tüm ulaşım araçları madde kapsamındadır. TCK 179 her üç fıkrasında trafik güvenliğine ilişkin ayrı ayrı suç tiplerine yer vermiştir. Bu üç suç tipini ortak özelliği kasten işlenen suçlar olmalarıdır. Zira taksirle tehlikeye sokma bir sonraki maddede düzenleme alanı bulmuştur. Genel tehlike yaratan suçlardan olması nedeniyle bu suç bakımından mağdurun belirli ya da belirlenebilir kimseler olması şartı aranmamaktadır. Üç fıkra bakımından da herkes bu suçun mağduru olabilir. Fail ilk fıkrada herkes olabilecekken ikinci fıkra için yalnızca aracı harekete geçiren ve yönlendiren kimse olabilir. Bu anlamda uzaktan kumandayla yönetilen bir aracın faili de yöneten olacaktır. Üçüncü fıkra bakımından ise fail yalnızca maddede belirtilen kimse olabileceğinden özgü suç söz konusudur. Yani alkol veya uyuşturucu etkisiyle veya başka bir sebeple emniyetli bir şekilde aracı sevk ve idare edemeyen bu suçun faili olmaktadır.

Yargıtay kararlarına göre; basit bir dikkatsizlikle oluşan eylemde failin kasten hareket ettiği kabul edilmemelidir. Dikkatsizliğin kastı değil, taksiri doğurduğu; ancak olası kastın da mümkün olabildiği vurgulanmıştır.

Alkol Sınırı Ne Kadardır?

Promil Sınırı: Burada kastedilen alkol etil alkoldür. Alkollü araç kullanımı tek başına yeterli olmayıp bunun aracı emniyetli olarak kullanamayacak kadar etkili olması şartı da her somut olayda ayrıca ele alınarak araştırılmalıdır. Ancak aracın emniyetli olarak kullanılamayacağına karine olarak belirli promil sınırının aşılması hali kabul edilmiştir. Bu sınır için KTK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 97.maddesi incelenmelidir.

Alkol etkisi altında trafikte araç kullanma söz konusu olduğunda trafik görevlilerince tespit edilen sürücüler hakkında alkol kontrolüne tabi tutulurlar. Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca alkol etkisinin idari para cezası gerektireceği sınır 0,50 promildir. Ancak promil oranı 1,00’ın üzerinde ise aracı sevk ve idare eden kimse hakkında TCK 179 uyarınca adli işlem yapılacaktır. Bu promil sınırının aşılmış olması halinde ayrıca güvenli sürüş yeteneğinin kaybedilmesi veya buna ilişkin dışa yansıyan bulgular aranmamaktadır. Son olarak oranı 0,30 ile 1,00 promil arasında bulunan sürücülerden de bahsetmek gerekir. Bu sürücüler hakkında adli işlem yapmadan önce sürücünün kişisel durumuna bakılmalıdır. Zira alkol herkes üzerinde aynı etkiyi göstermemektedir. Alkollü araç kullanarak bireyler trafikteki diğer bireylerin hayatını, sağlıklarını veya malvarlıklarını tehlikeye sokmaktadır. Bu sebeple Karayolları Trafik Kanunu madde 48 uyuşturucu, uyarıcı madde almış veya alkollü sürücülerin araç kullanmasını yasaklamıştır. Kolluk, alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokan sürücüleri teknik cihazlar kullanarak kanlarındaki alkol miktarını tespit edecektir.

Normal şartlarda hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araçlar bakımından 0.20 promilin üzerinde alkol tespit edilirse yalnızca idari para cezası verilmektedir. Alkollü araç kullanma cezası idari para cezası ile sürücü belgesinin geri alınmasıdır. Ancak ilgili madde uyarınca teknik cihazla yapılan ölçüm neticesinde kandaki alkol miktarının 1.00 promilin üzerinde olduğu tespit edilirse TCK 179 /3 uygulama alanı bulacaktır. Bu, trafik güvenliği açısından aşılmaması gereken alkol miktarıdır. Sınırının aşıldığında polis tarafından yapılan alkol çevirme olarak bilinen kontrollerde veya trafik şikayet etme yöntemiyle yapılan ihbarla tespit edilmeniz ve cezalandırılmanız söz konusu olacaktır.

Alkollü Araç Kullanma Suçu Cezası

Alkollü araç kullanma suçunun cezası, bahsi geçen suç tipi tehlike suçu olduğundan, teşebbüse elverişli olmayıp zarar tehlikesinin meydana gelmesiyle suç oluşmaktadır. Bu tehlikenin meydana gelmemesi durumunda suç oluşmaz; fakat 2918 sayılı yasa kapsamında idari yaptırımı gerektiren bir eylemden bahsedilir. Suçun yaptırımı iki yıla kadar hapis cezası olup görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Suç, hakim tarafından re’sen kovuşturulur.

TCK 179. maddenin üçüncü fıkrasında ise “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir. Kanun koyucu da bu nedenden oluşan zararların önüne geçme ve caydırıcı etki oluşturma gayesi güderek, KTK’deki (Karayolları Trafik Kanunu) idari para cezasının yanı sıra bu fıkra hükmünü koymuştur. Alkollü araç kullanma cezası TCK 179 fıkra 3’te belirlenmiştir. İlgili cezayı açıklamadan önce alkollü araç kullanma suçundan bahsetmek gerekecektir. Madde metninde kişinin alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle yahut başka herhangi bir nedenle aracı emniyetli şekilde sevk ve idare edemeyecek olması hüküm altına alınmıştır. Başka bir neden kavramından herhangi bir neden çıkarılabilmektedir.

Buna örnek olarak uzun süre araç kullanımı nedeniyle hissedilen aşırı yorgunluk ve uykusuzluk dikkate alınmadan aracın kullanılmaya devam etmesi de ilgili fıkra kapsamında cezalandırılabilir bir davranıştır.

Bu maddede soyut tehlike suçu düzenlenmiştir. Diğer bir değişle bu madde kapsamında cezalandırmaya gidilebilmesi için kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin bulunması aranmamaktadır. Bu bağlamda alkollü araç kullanma sebebiyle ölüm veya kaza gibi somut bir sonuç meydana gelirse bunlara ilişkin ilgili hükümler uyarınca ayrıca cezalandırmaya gidilecektir.

Alkollü araç kullanma cezası ikinci fıkra uyarınca belirlenecek olup iki yıla kadar hapis cezasıdır.

Alkollü Araç Kullanma Sonrası Kazaya Sebebiyet Verme

Alkollü araç kullanma sonrası kazaya sebebiyet verme halinde bu kaza neticesinde bir yaralama meydana gelirse taksirle yaralama suçu oluşacaktır. Bu halde TCK 44 gereği fikri içtima kurallarının uygulanması gerekir. Yargıtay da aynı görüşte olduğu bir kararda:

“Sanık, yönetiminde olduğu otomobil ile bölünmüş yolda ters istikamete girip katılan K’nin sevk ve idaresi altındaki araca çarpıp mağdurların basit tıbbi müdahale ile etkisinin giderilebilir şekilde yaralanmalarına sebep olmak suretiyle kazaya karışmıştır. Ayırca sanığın 341 promil alkollü araç kullandığı tespit edilmiştir. Böylece sanık güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş ve dolayısıyla trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluşmasına sebep olmuştur. Bu nedenle sanığın TCK 44 uyarınca 61. Madde de göz önüne alınarak yalnızca taksirle yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden…” (Yargıtay 17.01.2012, 15930/177)

Yukarıda vermiş olduğumuz alkollü araç kullanma Yargıtay kararı da göstermektedir ki bu halde fikri içtima yapılacak ve yalnız en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırmaya gidilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bilinçli taksir bilinçsiz taksir ayrımıdır. Zira bilinçsiz taksir halinde taksirle yaralama suçu takibi şikayete bağlı bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu halde mağdurun şikayetçi olmaz ise fail yalnız TCK 179’dan cezalandırılacaktır.

TCK’nın alkollü araç kullanmaya ilişkin hükmünün yanında KTK’nın 48.maddesine de bakmak gerekecektir. Zira KTK m.48/5 ile alkollü araç kullanma sonrası kazaya sebebiyet verilmesi halinde hem idari hem de cezai yaptırım uygulanacağı hükmü açıktır. Bu durumda 0,51-1,00 promil arasında trafik kazasına sebep olan sürücü hakkında hem idari yaptırım uygulanacak hem de ceza tatbikatı yapılacaktır.

Alkollü araç kullanma TCK 179/3 uyarınca soyut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Buna göre tipik bir davranış bulunmaktadır ve tehlike buna bağlı olarak oluşacak veya oluşmayacaktır. Söz konusu tipik davranış alkollü araç kullanmaktır ve bunun sonucunda bir kaza meydana gelse de gelmese de araç kullanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu sonucu cezalandırılacaktır. Fakat kişi alkollü araç kullanması sebebiyle kazaya sebebiyet verirse cezalandırma taksirle yaralama veya taksirle öldürme suçları uyarınca gerçekleştirilecektir.

Alkollü araç kullanma sebebiyle gerçekleşen kaza neticesinde bir kimsenin yaralanmasına sebep olan kişi TCK 89 uyarınca taksirle yaralama suçu kapsamında cezalandırılır. Taksirle yaralama suçu takibi şikayete bağlı bir suç iken bilinçli taksir söz konusu olduğunda trafik şikayet etme şartı aranmamaktadır. Aracın alkollü kullanımı nedeniyle meydana gelen kazada ölüm gerçekleşmişse kişi TCK 85’ten cezalandırılacaktır. Alkollü sürücü kazada hem ölüm hem de yaralamaya sebep olmuşsa TCK 85/2 uyarınca iki yıldan on beş yıla kadar hapisle cezalandırılır. Anılan bu ölüm veya yaralama suretiyle zarar meydana geldiği hallerde kişi fikri içtima hükmü gereği TCK 179’dan cezalandırılmayacaktır.

Alkollü Araç Kullanma Sonucu Yaralamaya ya da Ölüme Neden Olma

Bu suç tipinin manevi unsuru kast olup özel saik aranmamıştır. Tehlike suçu olması sebebiyle teşebbüse elverişli olduğu söylenemez, suçun oluşması için de netice aranmaz. Alkollü araç kullanırken bu sebeple aracı emniyetli idare edememek ve neticede ölüme sebep olmak mümkündür. Bu durumda verilecek cezanın neye göre belirleneceği Kanunda belirtilmemiş olduğundan öğreti ve Yargıtay’ın görüşleri dikkate alınacaktır. Her ikisinin görüşüne göre de fikri içtima kuralları uygulanmalıdır. Burada fail işlediği bir fiille birden fazla suçun oluşmasına neden olmuştur. Buna göre TCK 44 hükmü gereği fail en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılacaktır. Alkollü araç kullanarak ölüme sebep olunursa trafik güvenliğini tehlikeye sokmak cezası değil taksirle öldürme suçundan cezalandırmaya gidilir.

Ancak günümüzde sık sık rastladığımız acı verici kaza haberlerinin yanında yalnızca mala değil, insan canının da zarar gördüğüne şahit olmaktayız. Bu suçun oluştuğu bir olayda yaralamaların veya ölümlerin de meydana gelmiş olması çok yüksek bir ihtimaldir. Bu zararlar, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmak suçunun ve aynı zamanda öldürme veya yaralama suçlarının da kanuni neticeleri arasındadır. Bu durumda tek bir eylemle iki netice ortaya çıkmaktadır, bu da bizi fikri içtimaa götürmektedir. Fikri içtimaanın sonucu olarak, en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerekmektedir.

Topo Hukuk bürosu uzun yıllardır hukukun pek çok alanında faaliyet göstermekte ve müvekkillerine  danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır. İnternet sitesinde yer alan iletişim bilgileri aracılığıyla  ya da Avukata Sor sayfamızdaki formu doldurarak ekibimizle iletişime geçebilir ve alkollü araç kullanma suçu hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Yayım tarihi: 4 Nis 2017