İçindekiler
İş Kanununa Tabii Olan Kişiler Kimlerdir?
4857 sayılı İş Kanununa tabi olan kimseler Kanunun 4.maddesinde sayılanlar haricindeki işyerleri, işverenler, işveren vekilleri ile işçilerdir. Mal veya hizmet amacı güderek işverence maddi olan veya olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim işyeri olarak adlandırılmaktadır. İşçiyi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi veya tüzel kişiliği haiz olmayan kurum kuruluşlar ise işvereni tanımlamaktadır. İşveren vekili ise işveren adına hareket edip, işin, işyerinin veya işletmenin yönetiminde görev alan kimsedir. Son olarak işçi, bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan kimsedir. Sayılan bu kavramlara dahil olan herkes İş Kanununa tabidir. Fakat:
- Deniz ve hava taşıma işlerine,
- 50 dahil olmak üzere 50’den az işçi çalıştırılan tarım orman işlerinin yapıldığı işyeri veya işletmelere,
- Aile ekonomisi çerçevesindeki tarımla ilgili her çeşit yapı işlerine,
- Bir ailenin üyeleri ile üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar hısımları arasında evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
- Ev hizmetleri hakkında,
- Çıraklar, sporcular ve rehabilite edilenler hakkında,
- 507 s. Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu m.2’nin yaptığı tarife uygun olarak üç kişinin çalıştığı işyerlerine bu Kanun hükümleri uygulanmamaktadır.
İş Sözleşmesinin Çeşitleri Nelerdir?
İş sözleşmesi işçinin iş verene bağımlı olarak yürüttüğü, iş görme edimini yüklendiği; işvereninse ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmeyi ifade etmektedir. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur. İşçiyle işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi adı verilmektedir. İş sözleşmesinde de bu ilişki neticesinde taraflar karşılıklı borçlar yüklenmektedir.
İş sözleşmeleri farklı çeşitlerde karşımıza çıkabilir. Bunlar:
- Belirli / Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi: İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin süreye bağlı olarak kurulmadığı hallerde belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusudur. İş hukukunda kural belirsiz iş sözleşmesidir. Ancak iş sözleşmesi belirli süreli işler hakkında veya belirli bir işin tamamlanması yahut belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak da kurulabilir. Bu durumlarda belirli süreli iş sözleşmeleri söz konusu olur. (m.11)
- Tam Süreli / Kısmi Süreli İş Sözleşmesi: İşçinin haftalık çalışma süresi, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan bir işçiye göre önemli ölçüde az belirlenmiş ise kısmi süreli, diğer hallerde tam süreli iş sözleşmesi söz konusudur. (m.13)
- Sürekli / Süreksiz İş Sözleşmesi: Nitelikleri bakımından en çok otuz iş gününü kapsayan işler süreksiz iş olarak kabul edilmektedir. Bu süreyi aşan işler ise sürekli işler olarak tanımlanır.
- Çağrı Üzerine Çalışmaya Dayalı İş Sözleşmesi: Yalnızca işçiye ihtiyaç duyulan hallerde çağırılan ve işçinin bu süreç için iş görme edimini yerine getireceğine dair yapılan sözleşmedir. (m.14)
- Deneme Süreli İş Sözleşmesi: Taraflar sözleşmeyi hazırlarken bir deneme süresi öngörmüşler ise deneme süreli iş sözleşmesinden bahsedilir. Bu şekilde bir sözleşme ancak sürekli işlere ilişkin sözleşmelerinde söz konusu olabilir.
- Takım İş Sözleşmesidir: Takım iş sözleşmelerinde birden çok işçi bir takımı meydana getirir. Bu takımı temsilen bir işçi takım kılavuzu sıfatıyla işverenle sözleşme yapar. (m.16)
İş Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?
İş mahkemesi özel mahkemelerden olup işçi ile işveren arasındaki hukuki uyuşmazlıklara bakmaktadır. İş mahkemelerinde dava açılması yetkili mahkemeye verilecek bir dilekçe ile mümkün olmaktadır. Davacı, hukuki uyuşmazlığa konu vakayı somut deliller ile destekleyerek bir dilekçe yazmalıdır. Dilekçenin yazımından sonra dava açmak için gerekli olan harç ve masrafların vezneye yatırılması ile birlikte dava açılmış olacaktır. İş davalarında yazılacak dilekçenin şekli, dava açma süresi gibi uyuşmazlığın işçi lehine sonuçlanmasını sağlayabilecek veya engelleyebilecek hususlara dikkat edilmelidir. Bu gibi hususlarda uzman bir iş hukuku avukatına danışmak hak kayıpları yaşanmaması bakımından önem arz etmektedir.
İş Sözleşmesi Hangi Durumlarda Sona Erer?
İş sözleşmesinin sona erme hallerinden ilki fesihtir. Bu işçinin ve işverenin haklı nedenle iş sözleşmesini feshine dayalı olarak İş Kanunu m.24 ve 25’te öngörülen hallerle veya feshi bildirim sürelerine uymak kaydıyla her zaman mümkün olabilir. Bunun haricinde işçinin veya işverenin ölümü iş sözleşmesini sona erdirecektir. Bu husus TBK 440,441’de düzenlenmiştir. Bununla birlikte işçi ve işverenin üzerinde anlaşarak iş sözleşmesini her zaman sona erdirebilecekleri söylenmelidir. Tarafların anlaşması yani bozma suretiyle iş sözleşmesinin sona ermesi iş sözleşmesinin şekline bağlı olarak yapılır.
İş sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmışsa sürenin dolması sözleşmeyi kendiliğinden sona erdirecektir. Bunun gibi deneme süreli iş sözleşmelerinde de bu süre içerisinde fesih bildirim sürelerine uyulmaya gerek olmaksızın sözleşme feshedilebilir.
İş Mahkemesinde Görülen Dava Türleri Nelerdir?
İş mahkemesi 4857 s. İş Kanunu kapsamında meydana gelen hukuki uyuşmazlıklarda, işçi ile işveren arasındaki bu Kanuna tabi olan sözleşmelerden kaynaklanan hak ve taleplerde görevli mahkemedir. İş mahkemesinde görülen dava türleri çeşitlidir. Buna göre İş Kanunu kapsamında olup çıkan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğu dava türlerinden bazıları şunlardır:
- Kıdem ve ihbar tazminatı taleplerine ilişkin iş davaları,
- Hizmet tespit davası,
- Fazla mesai ile ücret alacaklarına ilişkin iş hukuku davaları,
- İşe iade davaları,
- İş kazası neticesinde meydana gelen maluliyet veya ölüm sebebine dayalı tazminat alacaklarına ilişkin davalar.
Yukarıda sayılan bu davalar ile birlikte SGK ya da İŞKUR’un tarafı olduğu, iş ve sosyal güvenlik mezuatı kapsamında ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıklar da iş mahkemesi görev alanına girmektedir. Son olarak belirtmek gerekir ki özel kanunlarla görevlendirildikleri hallerde de bu işlere bakmakla iş mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Bireysel İş Hukuku
Bireysel iş hukuku işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenlemektedir. Genellikle işçi sayısının az olduğu küçük işletmelerde karşımıza çıkmaktadır. İşçi burada hizmet akdi ile işe başlamakta ve bireysel iş hukuku kapsamına girmektedir. İşçinin hizmet karşılığındaki ücretleri, çalışma koşulları, hizet sözleşmesi, komisyon veya tazminat vb. hakları, sosyal hakları gibi konular bireysel iş hukukunca düzenleme altına alınmıştır. İşçinin işten ayrılması da buna dahildir. Bireysel iş hukuku mevzuatı:
- TBK’nın hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri,
- İş Kanunu,
- Deniz İş Kanunu,
- Basın İş Kanunu gibi temel yasalardan oluşmaktadır.
Toplu İş Hukuku
Toplu iş hukuku genellikle bireysel iş hukukunun aksine sayıca çok işçinin çalıştığı büyük işletmelerde uygulama alanı bulmaktadır. Toplu iş hukuku işçi sendikaları ile işveren sendikalarını yahut bir sendika üyesi olmayan işveren arasındaki ilişkiler ile uyuşmazlıkları düzenler. Bireysel iş hukukunda olduğu gibi bunlara dair çalışma koşullarını ve ücretleri belirler. Sendikalar hukuku ile toplu iş sözleşmesi kapsama alanı altındadır. Buna göre sendika kurma, bir sendikaya üye olma, sendikanın feshi veya sendikal haklara ilişkin düzenlemeler toplu iş hukuku kapsamına girmektedir. Aynı şekilde toplu iş sözleşmelerinin hazırlanması da bu alana dahildir. Toplu iş hukuku kapsamında meydana gelen uyuşmazlıklarda grev, lokavt vb. çözüm yolları bulunmaktadır. Arabuluculuk kurumu da bu çözüm yollarından birisidir.
İşçi Avukatı
İşçi avukatı işçi ile işveren arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklarda rol oynamaktadır. Her ne kadar hukukumuzda işçi avukatı gibi bir alan resmi olarak bulunmasa da iş hukukunda uzmanlaşmış, tecrübe edinmiş, ulusal ve uluslararası mevzuata hakim avukatlar uygulamada işçi avukatı olarak bilinmektedir. İşçinin temsilciliğini yürüten işçi avukatı iş davalarında müvekkilini temsil eder, davanın takibini sağlar, müvekkilini bilgilendirir ve en iyi sonucun alınmasına çabalar. İş hukuku avukatı iş davalarında dilekçelerin yazılmasında ve usul işlemlerinin takibinde müvekkiline yardımcı olmaktadır.
Topo Hukuk Bürosu iş hukuku davalarında uzman kadrosu ile birlikte müvekkillerine yardımcı olmaktadır. İşçi avukatı sıfatıyla iş mahkemelerinde görülen davalarda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
İş Hukuku Avukatlık Ücreti Ne Kadardır?
İş hukuku avukatı ücretleri iş mahkemelerinde görülen dava veya işlere yahut yalnızca hukuki danışmanlık alınmasına göre değişiklik gösterir. Esasen iş hukuku avukatı ücretleri kişisel değişkenlere de bağlıdır. Bu anlamda avukatın deneyimi, büronun küçük veya büyük olması, bulunduğu şehir, konumu, iş hukuku alanında akademik başarısı gibi birçok etken ücreti belirlemede etkili olmaktadır. Elbette sonrasında avukata danışılan konu ve verilen görev ile ücretin belirlenmesi sağlanacaktır. Bu sebeplerle iş hukuku avukatlık ücretleri konusunda kesin bir bilgi vermek mümkün görünmemektedir. Ancak bilindiği üzere avukatlık ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olarak belirlenmelidir. Bununla beraber iş mahkemesinda görülen iş davaları hakkında Baroların her yıl yayınladığı tavsiye niteliğindeki ücret tarifesine bakılarak avukatlık ücreti hakkında fikir edinilebilmektedir. Büromuz avukatlarının mensubu olduğu İstanbul Barosunun 2019 yılı için belirlemiş olduğu tavsiye niteliğindeki en az ücret çizelgesine göre iş hukuku davaları avukatlık ücreti:
- Değeri parayla ölçülebilen davalarda 4.900,00 TL’den az olmamak kaydıyla dava değerinin %15’i,
- Değeri parayla ölçülemeyen davalarda ise 4.900,00 TL’dir. İş avukatlarının danışmanlık, dilekçe yazımı gibi mahkemede dava takibi gerektirmeyen hizmetleri de bulunmaktadır. Bunlara ilişkin Topo Hukuk Bürosu avukatlarından ayrıntılı bilgi almak için iletişim sayfasından bizlere ulaşabilirsiniz.