İçindekiler
Aldatma Sebebiyle Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Aldatma zina sebebiyle boşanmada mal paylaşımı davası eşlerden birinin evlilik birliği içerisinde zina etmesi dolayısıyla açılan boşanma davasıdır. Aldatma sebebiyle boşanmada mal paylaşımı davası açabilmek için eşlerden birinin diğer eş dışında bir kimseyle cinsel birliktelik yaşaması gerekmektedir. El ele tutuşma, gezme, birlikte yemek yeme gibi davranışlar zina kapsamına girmemektedir.
Zina sebebiyle açılan boşanma davasında karar kesinleştikten sonra yapılacak mal paylaşımında aldatan eşin malları hususu önemlidir. Zira mal paylaşımı yapılırken katılma alacağı aldatma dikkate alınarak belirlenecek olup aldatan eşin daha az pay alması söz konusu olabilecektir.
Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi evliliklerde yapılacak mal paylaşımında eşler kural olarak artık değerin yarısı oranında pay almaktadır. Fakat zina sebebiyle boşanmada hakim TMK m. 236 gereğince aldatan eşin mallarının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilmektedir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Boşanmada mal paylaşımı boşanma davası neticelendikten sonra açılacak bir dava ile yapılmaktadır. Boşanma davası ile birlikte mal paylaşımının talep edilmesi sık rastlanan bir uygulama hatasıdır. Zira mal paylaşımının yapılabilmesi için öncelikle boşanma kararının kesinleşmesi gerekmektedir.
Boşanmada mal paylaşımı yapılırken ilk olarak boşanmaya konu evliliğin hangi tarihte yapıldığına bakılacaktır. 01.01.2002 tarihinden önce yapılan evlilikler 743 sayılı eski Medeni Kanun uyarınca mal ayrılığı rejimine tabidir. Mal ayrılığı rejimi her eşin kendisine ait malının bulunduğu ve kendi malları üzerinde yönetim, yararlanma, tasarruf hakkına sahip olduğu mal rejimidir. Tasfiye halinde her eş yalnızca kendi malını almaktadır. Anılan tarihten sonra yapılan evliliklerde ise 4721 sayılı TMK uyarınca aksi kararlaştırılmadıkça edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Edinilmiş mallar bu mal rejiminin uygulandığı süre içerisinde her eşin karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerlerini ifade etmektedir.
Boşanma kararı kesinleştikten sonra 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde mahkemeye başvurup mal paylaşımı talebinde bulunulmalıdır. Mahkemece boşanmaya karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ermiş olacaktır.
Katkı Payı Nedir?
Katkı payı evlilik birliği içerisinde alınmış ve fakat eşlerden biri adına kayıt/tescil ettirilmiş taşınmaz malların iyileştirilmesi ve korunmasına yapılan katkıyı kapsamaktadır. Diğer bir ifadeyle, 743 s. MK döneminde edinilmiş olan motorlu taşıtlara ve taşınmazlara yapılan iyileştirme ve korunma faaliyetlerine yapılan katkıdır. Katkı payı alacağı eski MK döneminde edinilen ve eşlerden biri adına tescil edilen arsa üzerinde bina yapılması, kat irtifakı kurulması gibi hallerde söz konusu olur. Bu halde malik olmayan eş malik eşe karşı katkı payı davası açarak arsa üzerinde kurulan haklardaki katkı payını talep edecektir. Katkı payı olarak davada malik olan eşten talep edilen aslında kişisel hak niteliğindeki para alacağıdır. Katkı payı olarak talep edilecek para taşınmazın geliştirilmesi, iyileştirilmesi veya korunmasında malik olmayan eş tarafından harcanan para, malzeme ve emek gibi değerleri kapsayacaktır.
Aldatma Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Katkı Payı Alacağına El Konabilir mi?
Aldatan eşin mallarına el konması esasen mal paylaşımı davasına konu olan katkı payı alacağına ihtiyati tedbir konmasını ifade etmektedir. Boşanmada mal paylaşımı davalarında eşlerden birinin mallarını üçüncü kişilere devrederek karşı tarafın payını elde etmesini engellemeye çalıştığı görülmektedir. Bu halde mallara ihtiyati tedbir ile el konarak hakkın elde edilmesine ilişkin sakıncalar giderilmeye çalışılmaktadır.Ancak belirtmek gerekir ki katkı payı alacağına ihtiyati tedbir yalnızca aldatma sebebine dayalı olarak konulamayacaktır. İhtiyati tedbir yoluyla aldatan eşin mallarına el konması için HMK 389’da belirtilen şartlardan birinin gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Buna göre aldatan eşin mallarına ihtiyati tedbir konulması şartları mevcut durumda meydana gelme ihtimali olan bir değişme sebebiyle:
- Aldatılan eşin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkansızlaşacağı,
- Gecikme sebebiyle bir sakıncanın doğacağından endişe edilmesidir.